Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOŞALMAK : Turkish Turkish

ir orundaki görevi yapan kişi kalmamak

BOŞALMAK : Turkish Turkish

gevşemek, açılmak

BOŞALMAK : Turkish Turkish

derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak

BOŞALMAK : Turkish Turkish

(hayvan) bağından kurtulmak

BOŞALMAK : Turkish Turkish

meni gelmek

BOŞALTAÇ : Turkish Turkish

ir kabın içindeki havayı boşaltmaya yarayan aygıt, hava boşaltma makinesi

BOŞALTILMAK : Turkish Turkish

oşaltmak eylemine konu olmak

BOŞALTIM : Turkish Turkish

oşaltmak eylemi

BOŞALTIM : Turkish Turkish

sistemlerin çalışabilmesi için sürekli olarak gereken boşaltma işlemleri

BOŞALTIM : Turkish Turkish

sindirimden sonra bağırsaklarda kalan posanın sidik torbasındaki sidiğin ve ter, tükürük, sümük gibi salgıların vücuttan dışarı atılması,°ifrağ

BOŞALTIM AYGITI : Turkish Turkish

vücuttan dışarı atılması gereken maddeleri toplayıp boşaltan organ

BOŞALTMA : Turkish Turkish

oşaltmak eylemi

BOŞALTMA HAVZASI : Turkish Turkish

sularını ırmağa ya da göle veren yerlerin bütünü

BOŞALTMAK : Turkish Turkish

oş duruma getirmek

BOŞALTMAK : Turkish Turkish

dökmek, boca etmek

BOŞALTMAK : Turkish Turkish

ir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak

BOŞALTMAK : Turkish Turkish

derdini dökmek

BOŞALTMAK : Turkish Turkish

kusmak

BOŞAMAK : Turkish Turkish

yetkili merci tarafından, karıkoca ilişkisini yasalara göre sona erdirmek

BOŞAMAK : Turkish Turkish

karısıyla arasındaki nikâh bağını tek taraflı olarak bozmak

BOŞAMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi, bir şeyi arayıp sormamak, önemsememek, ihmal etmek

BOŞANDIRMAK : Turkish Turkish

oşanmasını sağlamak

BOŞANDIRMAK : Turkish Turkish

(karı ile kocayı) ıstekleri üzerine yasalara uyarak ayırmak

BOŞANMA : Turkish Turkish

oşanmak eylemi

BOŞANMA : Turkish Turkish

eşlerden birinin boşanma belgesi (ilamı) almasıyla evlilik birliğinin son bulması