Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOŞANMA DAVASI : Turkish Turkish

eşlerden birinin evlilik birliğine son verecek kararı elde etmek için açtığı dava

BOŞANMAK : Turkish Turkish

(karı ve koca) mahkeme kararıyla birbirinden ayrılmak

BOŞANMAK : Turkish Turkish

(hayvan) başlığından koşum takımından ya da bağından kurtulmak

BOŞANMAK : Turkish Turkish

irdenbire ve bol bol akmak

BOŞANMAK : Turkish Turkish

(baskı altında gergin duran bir şey) birden ve hızla kurtulmak

BOŞANMAK : Turkish Turkish

(kapalı bir yerde bulunan insanlar) birden dışarı çıkmak

BOŞANMAK : Turkish Turkish

dertlerini, yakınmalarını anlatmak

BOŞANMAK : Turkish Turkish

çok ağlamak

BOŞANMIŞ : Turkish Turkish

eşinden ayrılmış

BOŞBAĞIRSAK : Turkish Turkish

ıncebağırsağın onikiparmak bağırsağından sonra gelen bölümü

BOŞBOĞAZ : Turkish Turkish

saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklamayan, geveze

BOŞBOĞAZ : Turkish Turkish

yerli yersiz konuşan (kimse)

BOŞBOĞAZLIK : Turkish Turkish

oşboğaz olma durumu

BOŞBOĞAZLIK ETMEK : Turkish Turkish

gereksiz, yersiz, düşüncesiz konuşmak

BOŞBOYNUZLULAR : Turkish Turkish

oynuzlarının içi boş olan kimi gevişgetirenler

BOŞLAMA : Turkish Turkish

oşlamak eylemi, °ihmal

BOŞLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi bırakmak

BOŞLAMAK : Turkish Turkish

ılgi göstermemek, °ihmal etmek

BOŞLUK : Turkish Turkish

oş olma durumu, içinde, üzerinde bir şey bulunmama durumu

BOŞLUK : Turkish Turkish

oyuk, çukur, kapanmamış yer

BOŞLUK : Turkish Turkish

oş yer, ara

BOŞLUK : Turkish Turkish

ir şeyin eksikliğinden doğan kopukluk, kesinti

BOŞLUK : Turkish Turkish

oş geçen süre

BOŞLUK : Turkish Turkish

eksiklik, yoksunluk duygusu

BOŞLUK : Turkish Turkish

ir kimsenin yoksunluk duygusu uyandıran yokluğu