Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOYALI : Turkish Turkish

enkli

BOYALI : Turkish Turkish

(kadın için) yüzünü çok boyamış olan, makyajlı

BOYALI BASIN : Turkish Turkish

okuyucunun ilgisini çekmek için renkli fotoğrafa, magazin habere çok yer veren, kupon ya da çekilişlerle armağan dağıtan basın

BOYAMA : Turkish Turkish

oyamak eylemi

BOYAMA : Turkish Turkish

enkli yazma ya da mendil

BOYAMA : Turkish Turkish

engi boyayla sonradan verilmiş olan

BOYAMA KİTABI : Turkish Turkish

okulöncesi çağı çocuklarının boyamaları için hazırlanmış örnekli kitap

BOYAMAK : Turkish Turkish

oya sürerek ya da boyaya batırarak renk vermek

BOYAMAK : Turkish Turkish

makyaj yapmak

BOYAMAK : Turkish Turkish

ir yere, bir şeye belli bir rengi vermek

BOYAMAK : Turkish Turkish

ağır söz söylemek, aşağılamak

BOYANMAK : Turkish Turkish

oyamak eylemi yapılmak

BOYANMAK : Turkish Turkish

yüzüne boya sürmek, makyaj yapmak

BOYANMAK : Turkish Turkish

oya ya da renkli bir şey sürülmek

BOYAR : Turkish Turkish

tuna bölgesi'nde, transilvanya'da, rusya'da soylulara verilen san

BOYARMADDE : Turkish Turkish

kimi ortamlarda çözünerek ortama belli renk veren doğal ya da yapay renkli madde

BOYARMADDE : Turkish Turkish

göze özsuyu içinde eriyik durumunda bulunan renkli madde

BOYASI ATMAK : Turkish Turkish

oyası solmak

BOYASIZ : Turkish Turkish

oya sürülmemiş

BOYASIZ : Turkish Turkish

enksiz

BOYASIZ : Turkish Turkish

(kadın için) yüzünü boyamamış olan, makyajsız

BOYATILMAK : Turkish Turkish

oyamak eylemi yaptırılmak, boya sürdürülmek

BOYATMAK : Turkish Turkish

oyamak eylemini yaptırmak, boya sürdürmek

BOYCA : Turkish Turkish

oy bakımından

BOYDAN BOYA : Turkish Turkish

ir uçtan öbür uca kadar