Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BÖYLELİKLE : Turkish Turkish

u yolda yürüyerek, sonunda

BÖYLEMESİNE : Turkish Turkish

u biçimde, bu yolda

BOYLER : Turkish Turkish

kalorifer kazanının sıcaklığından yararlanarak, içindeki suyun ısıtıldığı depo

BÖYLESİ : Turkish Turkish

unun gibisi, bu biçimde olanı

BÖYLESİNE : Turkish Turkish

aşırı bir biçimde

BOYLU : Turkish Turkish

oyu
.. olan

BOYLU : Turkish Turkish

oyu benzerlerinden uzun olan

BOYLU BOSLU : Turkish Turkish

uzun boylu, yakışıklı, gösterişli

BOYLU BOYUNCA : Turkish Turkish

oyu uzanabildiği kadar, boyu uzunluğunca

BOYNA : Turkish Turkish

sandalı kıçtan yürüten kısa kürek

BOYNA ETMEK : Turkish Turkish

sandalı kıçtan tek kürekle yürütmek

BOYNACI : Turkish Turkish

oyna küreğini kullanarak teknenin yol almasını ya da manevrasını sağlayan kürekçi

BOYNU ALTINDA KALSIN! : Turkish Turkish

ölsün, gebersin

BOYNU ARMUT SAPINA DÖNMEK : Turkish Turkish

çok zayıflamak

BOYNU BÜKÜK : Turkish Turkish

kimsesiz, üzgün, acınacak ve yardım bekler durumda

BOYNU EĞRİ : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle, birine karşı direnecek ya da söz söyleyecek durumda olmayan

BOYNU KILDAN İNCE OLMAK : Turkish Turkish

haksız olduğu anlaşıldığında verilecek her cezaya razı olmak

BOYNUNA : Turkish Turkish

üstüne

BOYNUNA ALMAK : Turkish Turkish

ir şeyi, borç ya da ödev olarak üzerine almak

BOYNUNA GEÇİRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi kendine mal etmek, zimmetine geçirmek

BOYNUNDA KALMAK : Turkish Turkish

üzerinde kalmak

BOYNUNU BÜKMEK : Turkish Turkish

acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak

BOYNUNU BÜKMEK : Turkish Turkish

ir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek

BOYNUNU BÜKMEK : Turkish Turkish

(bitki için) canlılığını yitirmek

BOYNUNU KIRMAK : Turkish Turkish

çekip gitmek