Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOYUNCA ÇOCUĞU OLMAK : Turkish Turkish

yetişkin çocuğu olmak

BOYUNCUK : Turkish Turkish

itkilerde yumurtalıkla tepecik arasındaki sapçık

BOYUNDURUK : Turkish Turkish

çift süren ya da arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için, boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember

BOYUNDURUK : Turkish Turkish

zulüm ve zorbalık baskısı, °esaret

BOYUNDURUK : Turkish Turkish

güreşte hasmın başını koltuk altına alıp boynuna kol dolama oyunu

BOYUNDURUK : Turkish Turkish

kapı ya da pencere gibi açıklıkların üzerine konulan ağaç, taş ya da beton kiriş, °lento

BOYUNDURUK : Turkish Turkish

mengenenin üst yanındaki kemer biçimli bölüm

BOYUNDURUK PARASI : Turkish Turkish

ir mahalleden ya da köyden başka yere gelin götürülürken, kaynatanın, gelinin ayrıldığı yerin delikanlılarına verdiği bahşiş

BOYUNDURUKA ATMAK ( YA DA ALMAK) : Turkish Turkish

(güreşte) hasmın başını koltuk altına alıp boynuna kol dolamak

BOYUNDURUKA VURMAK : Turkish Turkish

askı altına almak

BOYUNDURUKÇU : Turkish Turkish

oyunduruk yapan, satan kimse

BOYUNDURUKU ALTINA ALMAK : Turkish Turkish

ir toplumu egemenliği altına almak

BOYUNLUK : Turkish Turkish

oyuna sarılan şey, boyun sargısı

BOYUNLUK : Turkish Turkish

oyun rahatsızlıklarında kullanılan alçıdan, deriden yapılan araç

BOYUNOTU : Turkish Turkish

morumsu mavi çiçekleri olan çok yıllık, akdeniz bitkisi

BOYUNSAK : Turkish Turkish

hayvanların boynuna takılan çember

BOYUNSAK : Turkish Turkish

yandan oluk gibi kavisli ve içbükey olan sütun kaidelerinde süs olarak kullanılan biçim

BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ ALMAK : Turkish Turkish

kendi yetersizliğinin, beceriksizliğinin derecesini anlamak; beklediği yakınlığı görememek

BOYUT KAZANMAK : Turkish Turkish

yeni bir durum, içerik, genişlik, kapsam, anlam kazanmak

BOYUT, -TU : Turkish Turkish

ir cismin herhangi bir yöndeki uzanımı

BOYUT, -TU : Turkish Turkish

nitelik, genişlik, kapsam

BOYUT, -TU : Turkish Turkish

durum

BOYUT, -TU : Turkish Turkish

doğruların, yüzeylerin ya da cisimlerin ölçülmesinde ele alınan üç doğrultudan, uzunluk, genişlik ve derinlikten her biri, °buut

BOYUTLANDIRMAK : Turkish Turkish

kapsam kazandırmak

BOYUTLANMAK : Turkish Turkish

(genellikle soyut bir şey) yeni bir içerik, durum, genişlik, anlam kazanmak, boyut kazanmak