Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BOZULMAK : Turkish Turkish

ıyi ve değerli niteliğini yitirmek

BOZULMAK : Turkish Turkish

sağlığını yitirmek, sarsılmak, yıpranmak

BOZULMAK : Turkish Turkish

(bağ, bahçe, tarla) ürünü kaldırılmak

BOZULMAK : Turkish Turkish

ir şeye kızmak, içerlemek

BOZUM : Turkish Turkish

ozulmak eylemi, utangaçlık, mahcupluk

BOZUM ETMEK : Turkish Turkish

utandırmak, mahcup etmek

BOZUM HAVASI : Turkish Turkish

utangaçlık, mahcupluk

BOZUM OLMAK : Turkish Turkish

utanmak, mahcup olmak

BOZUMCA : Turkish Turkish

kurşunrenginde bir kertenkele

BOZUNDURMA : Turkish Turkish

ozunmasına neden olma

BOZUNMAK : Turkish Turkish

ir bileşik ya da bir madde ışınım salarak değişikliğe uğramak

BOZUNTU : Turkish Turkish

ozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü

BOZUNTU : Turkish Turkish

kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan, adına sanına yaraşmayan kimse ya da şey

BOZUNTU : Turkish Turkish

şaşkınlığa düşme, ne yapacağını bilememe

BOZUNTUYA UĞRAMAK : Turkish Turkish

şaşkınlığa kapılmak, şaşkınlığa düşmek

BOZUNTUYA VERMEMEK : Turkish Turkish

hoşa gitmeyen bir durumda farkında değilmiş gibi davranmak

BOZUŞMAK : Turkish Turkish

araları açılmak, dostlukları bozulmak

BOZYAZI : Turkish Turkish

verimsiz tarla

BOZYÜRÜK : Turkish Turkish

aşı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan (eryx)

BR : Turkish Turkish

om'un simgesi

BRAHMAN : Turkish Turkish

hint kastlarında ilk kast

BRAHMAN : Turkish Turkish

u kasttan olan kimse

BRAHMANİZM : Turkish Turkish

ahmanlık

BRAHMANLIK : Turkish Turkish

kalıtım yoluyla geçen bir kast bölünmesine dayalı, toplumsal bir kuruluşu içeren hint dini, °brahmanizm

BRAKİSEFAL, -Lİ : Turkish Turkish

ve kephale kafa ) kısakafalı