Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BRODE : Turkish Turkish

ir tür fisto

BROKAR : Turkish Turkish

sırma ya da gümüş işlemeli bir tür ipekli kumaş

BROM : Turkish Turkish

atom sayısı 35, atom ağırlığı 79,9 olan, deniz sularında az, kimi göllerde çok miktarda bulunan, yoğunluğu 2,97 olan kırmızı renkli, pis kokulu, zehirli, sıvı bir element, simgesi br

BROMHİDRİK : Turkish Turkish

omun hidrojenle birleşmesinden oluşan, "bromhidrik asit" teriminde geçer

BROMLAMA : Turkish Turkish

ir bileşiğin yapısına brom katma

BROMLAMAK : Turkish Turkish

ir bileşiğin yapısına brom katmak

BROMÜR : Turkish Turkish

omhidrik asidin tuzu ya da eteri

BROMÜRLÜ : Turkish Turkish

yapısında bromür bulunan

BRONŞ : Turkish Turkish

soluk borusunun akciğerlere giden iki kolundan her biri ve bunların dalları

BRONŞÇUK : Turkish Turkish

onşların uç dallarından her biri

BRONŞİT, -Tİ : Turkish Turkish

onş ve bronşçukların yangılanması

BRONŞİTLİ : Turkish Turkish

onşiti özellikle süreğen olan

BRONZ : Turkish Turkish

tunç

BRONZ GİBİ : Turkish Turkish

tunca benzeyen, tunç renginde olan

BRONZLAŞMAK : Turkish Turkish

onz rengini almak

BRONZLAŞTIRICI : Turkish Turkish

güneşte yanmayı hızlandıran ya da yapay yöntemlerle bronzlaşmayı sağlayan madde

BROŞ : Turkish Turkish

kadınların takındıkları süs iğnesi

BROŞÜR : Turkish Turkish

sayfa sayısı az, küçük kitap, °risale

BRÖVE : Turkish Turkish

diploma, °şahadetname

BROVNİK : Turkish Turkish

mm.'lik otomatik tabanca

BRÜKSELLAHANASI : Turkish Turkish

ceviz büyüklüğünde bir lahana türü, frenklahanası (brassica oleracea gemmifera)

BRÜT : Turkish Turkish

kesintisi yapılmamış, kesintisiz (para)

BRÜT : Turkish Turkish

kabı ile darası çıkarılmadan tartılan (ağırlık)

BU ( YA DA ŞU) KADAR : Turkish Turkish

ir sayıdan sonra gelerek o sayıdan artık miktarı bildirir

BU APTESLE DAHA ÇOK NAMAZ KILINIR : Turkish Turkish

ir tutum ya da davranışın etkisinin sürekli olacağını anlatır