Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BÜCÜR : Turkish Turkish

ufak tefek ve kısa boylu, bodur (kimse)

BÜCÜRLÜK : Turkish Turkish

ücür olma durumu

BUDACIK : Turkish Turkish

küçük budak, filiz

BUDAK : Turkish Turkish

ağacın dal olacak sürgünü

BUDAK : Turkish Turkish

dal

BUDAK : Turkish Turkish

dalın gövde içindeki başlangıç yeri olan ve tahtalarda görülen yuvarlak, koyuca renkte sert bölüm

BUDAK ÖZÜ : Turkish Turkish

taze sürgün

BUDAKLANMAK : Turkish Turkish

udak sürmek, dallanmak

BUDAKLI : Turkish Turkish

udağı olan

BUDAKSIZ : Turkish Turkish

udağı olmayan (tahta, kereste)

BUDALA : Turkish Turkish

aptalca davranan, zekâsı kıvrak olmayan, bön

BUDALA : Turkish Turkish

ir şeye aşırı ölçüde düşkün

BUDALA : Turkish Turkish

zekâca geri olan kimse

BUDALACA : Turkish Turkish

udala gibi, budala bir biçimde

BUDALALAŞMAK : Turkish Turkish

udala duruma gelmek, budala gibi davranmak

BUDALALIK : Turkish Turkish

udala olma durumu

BUDALALIK : Turkish Turkish

udalaca yapılan iş

BUDALALIK ETMEK : Turkish Turkish

akılsızca davranmak

BUDAMA : Turkish Turkish

udamak eylemi

BUDAMA : Turkish Turkish

ir organın kesilmesi, °ampütasyon

BUDAMAK : Turkish Turkish

daha çok ürün almak ya da düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma gibi bitkilerin dallarını kesmek, dallarını kısaltmak

BUDAMAK : Turkish Turkish

yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek

BUDAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi eksiltmek, azaltmak

BUDANIŞ : Turkish Turkish

udanmak eylemi ya da biçimi

BUDANMAK : Turkish Turkish

udamak eylemine konu olmak