Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

BUGÜNLÜK YARINLIK : Turkish Turkish

çok yakında olması beklenen şeyler için söylenir

BUĞUR : Turkish Turkish

uğra

BUHAR : Turkish Turkish

isı etkisiyle, sıvıların ve kimi katıların dönüştükleri gaz durumu

BUHAR KAZANI : Turkish Turkish

uhar elde etmekte kullanılan kazan

BUHAR KURUTUCUSU : Turkish Turkish

uhar içerisindeki su damlacıklarını ayıran ve kuru buhar elde edilmesini sağlayan aygıt

BUHAR MAKİNESİ : Turkish Turkish

uhar basıncıyla işleyen makine

BUHARLAŞMA : Turkish Turkish

uharlaşmak eylemi, buğulaşma, °tebahhur

BUHARLAŞMA NOKTASI : Turkish Turkish

ir sıvının kaynatılma sonucunda buhar durumuna geçme derecesi

BUHARLAŞMAK : Turkish Turkish

uhar durumuna dönüşmek, buğulaşmak, °tebahhur etmek

BUHARLAŞMAÖLÇER : Turkish Turkish

serbest su yüzeyinde buharlaşarak yükselen su miktarını ölçmeye yarayan aygıt

BUHARLAŞMAÖLÇÜM : Turkish Turkish

uharlaşma miktarını ölçme işlemi

BUHARLAŞTIRICI : Turkish Turkish

ir sıvı ürünü buharlaştırarak koyulaştırmak için kullanılan alet

BUHARLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir sıvıyı kaynatarak buhar durumuna getirmek

BUHARLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir sıvıyı ince damlacıklar durumunda damıtmak

BUHARLI : Turkish Turkish

uharı olan

BUHARLI : Turkish Turkish

uhar gücüyle çalışan

BUHARLI ISITMA : Turkish Turkish

uharın taşıdığı ısıdan yararlanarak yapılan ısıtma

BUHRAN : Turkish Turkish

unalım, bunluk, °kriz

BUHRAN GEÇİRMEK : Turkish Turkish

unalım geçirmek

BUHRANLI : Turkish Turkish

unalımlı

BÜHTAN : Turkish Turkish

kara çalma, °iftira

BÜHTAN ETMEK : Turkish Turkish

kara çalmak, ºiftira etmek

BUHUR : Turkish Turkish

din törenlerinde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler

BUHURCU : Turkish Turkish

tütsü satan kimse

BUHURDAN : Turkish Turkish

uhurluk