Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BÜKÜLMEK : Turkish Turkish

(ıplik için) eğrilmek

BÜKÜLMEK : Turkish Turkish

eğilmek

BÜKÜLMEK : Turkish Turkish

yönelmek

BÜKÜLÜ : Turkish Turkish

ükülmüş olan

BÜKÜLÜŞ : Turkish Turkish

ükülmek eylemi ya da biçimi

BÜKÜM : Turkish Turkish

ükmek eylemi

BÜKÜM : Turkish Turkish

ir şeyin bükülmüş yeri, kat, kıvrım

BÜKÜM : Turkish Turkish

(ıplik, yün vb. için) bir kezde eğrilmiş ip miktarı

BÜKÜMLÜ : Turkish Turkish

ükülmüş olan, bükümü olan

BÜKÜMSÜZ : Turkish Turkish

ükülmemiş olan, bükümü olmayan

BÜKÜN : Turkish Turkish

dilbilgisi görevleri ve yapı bakımından, sözcük köklerinin başında, içinde ya da sonunda türlü değişikliklerin olması, °insiraf

BÜKÜNLÜ : Turkish Turkish

üretim ve çekimde sözcük kökleri değişikliğe uğrayan (dil), °insirafi

BÜKÜNLÜ DİL : Turkish Turkish

dilbilgisi görevleri ve yapı bakımından sözcük köklerini değiştiren dil

BÜKÜNMEK : Turkish Turkish

kıvrılmak, bükülmek

BÜKÜNMEK : Turkish Turkish

ağrıdan, sancıdan kıvranmak

BÜKÜNTÜ : Turkish Turkish

ükme sonucu oluşan biçim ya da iz

BÜKÜNTÜ : Turkish Turkish

ağırsakta olan ağrı

BÜKÜNTÜ : Turkish Turkish

dönemeç, °viraj

BUL : Turkish Turkish

yalnız iki geniş yüzü testereyle düzeltilmiş tahta

BULA BULA BUNU (ONU, BİR ŞEYİ, BİR KİMSEYİ) BULMAK : Turkish Turkish

var olanların en değersizini seçmek

BULA BULA BUNU (ONU, BİR ŞEYİ, BİR KİMSEYİ) BULMAK : Turkish Turkish

kötü bir rastlantıyı anlatmak için kullanılır

BULADA : Turkish Turkish

üyük piliç

BULAK : Turkish Turkish

kaynak, pınar

BULAMA : Turkish Turkish

ulamak eylemi

BULAMA : Turkish Turkish

genellikle üzüm şırasının kaynatılmasıyla yapılan koyu pekmez