Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BULGU : Turkish Turkish

vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın belirlenmesine yarayan, olgu ya da olay, °araz, °semptom

BULGULAMA : Turkish Turkish

ulgulamak eylemi

BULGULAMA : Turkish Turkish

yeni olayları ve bilgileri bulma yöntemi ve öğretisi

BULGULAMAK : Turkish Turkish

yeni olayları ve bilgileri bulmak

BULGUR : Turkish Turkish

kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkartıldıktan sonra kırılan buğday

BULGUR : Turkish Turkish

sert ve ufak taneler durumunda yağan kar, ebebulguru

BULGUR BULGUR : Turkish Turkish

ulgur tanesi gibi

BULGURCU : Turkish Turkish

ulgur satan kimse

BULGURCUK : Turkish Turkish

güneş yüzeyinde ırakgörürlerle seçilebilen küçük, dairesel görünüşlü parçacıklardan her biri

BULGURLANMA : Turkish Turkish

ulgur taneleri gibi küçük parçalara ayrılma

BULGURLANMA : Turkish Turkish

güneş yüzeyinde bulgurcuk denilen taneciklerin kaynaşması olayı

BULGURLUK : Turkish Turkish

ulgur yapmaya elverişli

BULGURLU'YA GELİN Mİ GİDECEK? : Turkish Turkish

yollu söylenir

BULGUSAL : Turkish Turkish

ulguyla ilgili, bulguya değgin

BULGUSAL YÖNTEM : Turkish Turkish

öğretilmek istenen şeyi, öğrencilerin kendilerinin bulmasını sağlayan öğretim yöntemi

BULMACA : Turkish Turkish

türlü biçimlerde düzenlenen ve düşündürerek, aratarak buldurmayı amaç edinen oyun

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

arayarak ya da aramadan bir şeyle, bir kimseyle karşılaşmak; bir şeyi elde etmek

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

yitirilen bir şeyi yeniden ele geçirmek

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, °keşfetmek

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

ılk kez yeni bir şey yaratmak, ºicat etmek

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

ıstenilen şeye kavuşmak, nail olmak

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

ir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

seçmek, uygun saymak

BULMAK, -UR : Turkish Turkish

sağlamak, ºtemin etmek