Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BURNAZ : Turkish Turkish

ıri ve uzun burunlu

BÜRO : Turkish Turkish

çalışma odası, yazıhane

BÜRO : Turkish Turkish

danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü işyeri

BÜRO : Turkish Turkish

ölüm, °şube

BÜRO : Turkish Turkish

yazı masası

BÜROKRASİ : Turkish Turkish

devlet işlerinin yürütülmesi için yapılan işlemlerin tümü

BÜROKRASİ : Turkish Turkish

devlet görevlileri topluluğu

BÜROKRASİ : Turkish Turkish

devletle ilgili işlemlerin yürütülmesinde gereksiz kural ve işlemler, kırtasiyecilik

BÜROKRAT : Turkish Turkish

devlet dairesinde çalışan görevli

BÜROKRAT : Turkish Turkish

kırtasiyeci

BÜROKRATİK : Turkish Turkish

ürokrasiyle ilgili

BURS : Turkish Turkish

ir öğrencinin öğrenimini yapması ya da bir kimsenin bilgi ve görgüsünü artırması için belli bir süre devlet ya da özel kuruluşlarca ödenen aylık para, öğrenmelik

BURS : Turkish Turkish

u erekle vakfedilmiş paranın ya da da malın geliri

BURSLU : Turkish Turkish

urs alan, bursu olan

BURSSUZ : Turkish Turkish

urs almayan, bursu olmayan

BURTLAK : Turkish Turkish

taşlık, çalılık yer

BURU : Turkish Turkish

sancı

BURUK : Turkish Turkish

urulmuş olan

BURUK : Turkish Turkish

tadı kekre olan

BURUK : Turkish Turkish

alınarak küskünlük gösteren, gücenik, gücenmiş (kimse)

BURUK : Turkish Turkish

gücenikliği belli olan, yüreği buran

BURUK : Turkish Turkish

uygun olmayan koşullar sonucu dönerek büyüyen ağacın kerestesi

BURUKÇA : Turkish Turkish

tadı biraz buruk olan

BURUKLUK : Turkish Turkish

uruk olma durumu, kekrelik

BURUKLUK : Turkish Turkish

küskünlük, güceniklik