Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
BURULMA : Turkish Turkish

urulmak eylemi, ekseni çevresinde döndürülme

BURULMAK : Turkish Turkish

ekseni çevresinde döndürülmek

BURULMAK : Turkish Turkish

sancımak, ağrımak

BURULMAK : Turkish Turkish

alınarak küskünlük göstermek, gücenmek

BURULU : Turkish Turkish

urulmuş, bükülmüş

BÜRÜLÜ : Turkish Turkish

ürünmüş

BÜRÜM : Turkish Turkish

ürülmüş, dürülmüş, katlanmış olan şey

BURUM BURUM : Turkish Turkish

urulmak eylemiyle birlikte çok fazla burulmak anlamında kullanılır

BURUMAK : Turkish Turkish

sancılanmak

BÜRÜMCEK : Turkish Turkish

koza gibi yumaklanmış şey

BÜRÜMCÜK : Turkish Turkish

ham ipekten dokunmuş ince bez

BÜRÜMCÜK : Turkish Turkish

ham ipekten dokunan bir tür iç çamaşırı kumaşı

BÜRÜMEK : Turkish Turkish

sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek

BÜRÜMEK : Turkish Turkish

çok, güçlü etkilemek

BURUN BOŞLUKLARI : Turkish Turkish

urun deliklerinden yutağa doğru açılan, mukozayla kaplı boşluklar

BURUN BURNA : Turkish Turkish

irbirine çok yakın ve yüz yüze

BURUN, -RNU : Turkish Turkish

alınla üstdudak arasında bulunan, çıkıntılı, kemik; kıkırdak, kas ve deriden oluşmuş koku alma ve solunum organı

BURUN, -RNU : Turkish Turkish

kimi şeylerin ön ve sivri bölümü

BURUN, -RNU : Turkish Turkish

karanın özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü

BURUN, -RNU : Turkish Turkish

koku alma yetisi

BURUN, -RNU : Turkish Turkish

kibir, büyüklenme, çalım

BURUNDURUK : Turkish Turkish

hayvanları nallarken ısırmaması için dudaklarını kıstırmaya yarayan kıskaç, yavaşa

BURUNLAMAK : Turkish Turkish

(hayvan samanı, yemi) burnuyla itmek, beğenmemek

BURUNLAMAK : Turkish Turkish

eğenmemek, burun kıvırmak

BURUNLU : Turkish Turkish

herhangi bir biçimde burnu olan