Turkish Turkish
BURUNLU : Turkish Turkish
çıkıntılı olan
BURUNLU : Turkish Turkish
kendini beğenmiş, onurlu, kibirli
BURUNLUK : Turkish Turkish
urunsak
BÜRÜNMEK : Turkish Turkish
ürümek eylemine konu olmak
BÜRÜNMEK : Turkish Turkish
sarınmak, örtünmek
BÜRÜNMEK : Turkish Turkish
(bir kimse) kendini belli bir nitelikte, kimlikte göstermek
BURUNOTU, -NU : Turkish Turkish
uruna çekilen tütün, °enfiye
BURUNSAK : Turkish Turkish
hayvan yavrusunun anasından süt emmesini önlemek için burnuna geçirilen başlık
BURUNSAK : Turkish Turkish
hayvanların burunlarına geçirilen ip
BURUNTU : Turkish Turkish
uru
BURUŞ BURUŞ : Turkish Turkish
çok buruşmuş
BURUŞMAK : Turkish Turkish
düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar olmak
BURUŞMAK : Turkish Turkish
(cilt için) kırışıklık oluşmak
BURUŞMAK : Turkish Turkish
(ağızda) kekrelik duymak
BURUŞMAZ : Turkish Turkish
kırışık oluşturmayan, düzgünlüğünü kolay yitirmeyen
BURUŞTURMAK : Turkish Turkish
uruşuk duruma getirmek
BURUŞUK : Turkish Turkish
gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan
BURUŞUKÇA : Turkish Turkish
iraz buruşuk olan, pek düzgün olmayan
BURUŞUKLUK : Turkish Turkish
uruşuk olma durumu
BURUŞUKLUK : Turkish Turkish
ciltte oluşmuş kırışık
BURUTMAK : Turkish Turkish
darılmak, küsmek, somurtmak
BÜSBÜTÜN : Turkish Turkish
ıyiden iyiye, iyice, tümden, tamamıyla, temelli
BUSE : Turkish Turkish
öpücük, öpme, öpüş
BUSELİK : Turkish Turkish
türk müziğinde on üç basit makamdan biri
BÜST, -TÜ : Turkish Turkish
vücudun, omuzlarla birlikte göğüsten yukarı bölümü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani