Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇABUK : Turkish Turkish

alışılandan ya da gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, "yavaş" karşıtı

ÇABUK : Turkish Turkish

hızlı

ÇABUK : Turkish Turkish

"acele et, oyalanma" anlamında kullanılır

ÇABUK ÇABUK : Turkish Turkish

çabuk olarak, ivedilikle

ÇABUK OL ( YA DA ÇABUK) : Turkish Turkish

çabuk davran, çabuk iş gör oyalanma!

ÇABUK PARLAYAN ÇABUK SÖNER : Turkish Turkish

olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağını anlatır

ÇABUKÇA : Turkish Turkish

çabucacık

ÇABUKLAŞMAK : Turkish Turkish

çabukluk kazanmak

ÇABUKLAŞTIRMA : Turkish Turkish

çabuklaştırmak eylemi, °tacil

ÇABUKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir işe çabukluk vermek, °tesri etmek

ÇABUKLUK : Turkish Turkish

çabuk olma durumu, hız, °sürat

ÇAÇA : Turkish Turkish

(ticaret gemilerinde) eski ve usta gemici

ÇAÇA : Turkish Turkish

ir işte deneyimli olan kimse

ÇAÇA : Turkish Turkish

genelev işleten kadın, mama

ÇAÇABALIĞI, -NI : Turkish Turkish

hamsigillerden küçük bir balık (clupea sprattus)

ÇAÇAÇA : Turkish Turkish

meksika'dan yayılmış, hareketli, modern bir dans

ÇAÇARON : Turkish Turkish

karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli, geveze

ÇAÇARONLUK : Turkish Turkish

çaçaron olma durumu ya da çaçaronca davranış

CACIK : Turkish Turkish

yoğurt, ayran içine hıyar ya da marul doğranarak yapılan çoğu kez sarmısaklı, suluca yiyecek

CACIK : Turkish Turkish

aptal, bön

CACIKLIK : Turkish Turkish

aptal, enayi

CACIKLIK ETMEK : Turkish Turkish

aptallık etmek

CADALOZ : Turkish Turkish

çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın)

CADALOZLAŞMAK : Turkish Turkish

cadaloz gibi davranmak, şirretleşmek, huysuzlaşmak

CADALOZLUK : Turkish Turkish

cadaloz olma durumu, şirretlik, huysuzluk