Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CADDE : Turkish Turkish

kent içinde anayol

CADDEYİ TUTMAK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle bir yoldan geçişi engellemek, kapamak

CADDEYİ TUTMAK : Turkish Turkish

(korkulu bir durumda) başını alıp gitmek, uzaklaşmak

CADI : Turkish Turkish

geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak

CADI : Turkish Turkish

huysuz, çirkin, ihtiyar kadın

CADI : Turkish Turkish

çok güzel göz

CADI GİBİ : Turkish Turkish

saçı başı dağınık, pis kadın için kullanılır

CADI GİBİ : Turkish Turkish

çok becerikli

CADI KAZANI : Turkish Turkish

dedikodunun, fesadın çok olduğu yer

CADILAŞMAK : Turkish Turkish

(kadın) çirkinleşip huysuzlaşmak

CADILAŞMAK : Turkish Turkish

itki bakımsızlıktan yabanıllaşmak

CADILIK : Turkish Turkish

cadı bir biçimde, huysuzluk

CADILIK ETMEK : Turkish Turkish

huysuzluk etmek, cadı gibi davranmak

ÇADIR : Turkish Turkish

keçe, deri, kıl dokuma ya da sık dokunmuş kalın bezden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ

ÇADIR AĞIRŞAĞI : Turkish Turkish

çadırın direk başlığı

ÇADIR BEZİ : Turkish Turkish

pamuk ya da ketenden dokunmuş kalın sık bir tür bez

ÇADIR KURMAK : Turkish Turkish

çadırı, içinde oturulabilecek bir duruma getirmek

ÇADIRCI : Turkish Turkish

çadır yapan ya da satan kimse

ÇADIRÇİÇEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

nilüfergillerden, çin ve amerika ırmaklarında yetişen büyük yapraklı bir bitki (euryaleferox)

ÇADIRCILIK : Turkish Turkish

çadır yapma ya da satma işi

ÇADIRLI : Turkish Turkish

çadırı olan

ÇADIRLI : Turkish Turkish

çadıra yerleşmiş olan

ÇADIRLI ORDUGÂH : Turkish Turkish

çadırlarda barındırılan askeri güç

ÇADIRUŞAĞI, -NI : Turkish Turkish

özsuyu hekimlikte kullanılan maydanozgillerden bir bitki (dorema ammoniacum)

CADISÜPÜRGESİ, -Nİ : Turkish Turkish

emeçleri özellikle dal uçlarındaki kabuk altında sıkı bir ağ örerek çekirdekli yemiş ağaçlarının çiçeklenmesine, dolayısıyla meyve verimine engel olan asklı mantar (taphrina cerasi)