Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇAĞRIŞIM : Turkish Turkish

davranışlar, düşünüler ve kavramlar arasında yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girince ötekini de bilince çekmesi olayı, °tedai

ÇAĞRIŞIMCI : Turkish Turkish

çağrışımcılık öğretisi yanlısı olan (kimse, görüş)

ÇAĞRIŞIMCILIK : Turkish Turkish

ütün bellek işlemlerini, aklın bütün ilkelerini, bilgi üretimini hatta bellek yaşamının tümünü, düşüncelerin çağrışımıyla açıklamak isteyen öğreti

ÇAĞRIŞIMLI : Turkish Turkish

çağrışımı olan

ÇAĞRIŞIMLILIK : Turkish Turkish

çağrışımlı olma durumu

ÇAĞRIŞIMSAL : Turkish Turkish

çağrışımla ilgili

ÇAĞRIŞIMSIZ : Turkish Turkish

çağrışımı olmayan

ÇAĞRIŞMAK : Turkish Turkish

irbirini çağırmak

ÇAĞRIŞMAK : Turkish Turkish

hep birden bağırarak yaygara etmek

ÇAĞRIŞTIRICI : Turkish Turkish

çağrıştırmaya yarayan

ÇAĞRIŞTIRICI : Turkish Turkish

ir sesin kimi doğal görüntüleri çağrıştırmasını sağlayan niteliği

ÇAĞRIŞTIRICILIK : Turkish Turkish

çağrıştırıcı olma durumu

ÇAĞRIŞTIRICILIK : Turkish Turkish

çağrıştırıcı bir sesin özelliği

ÇAĞRIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir çağrışıma yol açmak

ÇAĞRIŞTIRMAK : Turkish Turkish

usa getirmek, anımsatmak

ÇAĞSAMA : Turkish Turkish

geçmiş bir çağa duyulan aşırı sevgi ve özlem

ÇAĞSAMAK : Turkish Turkish

geçmişe, düşlenen bir çağa özlem duymak

CAHİL : Turkish Turkish

eğitim görmemiş, okumamış, en temel bilgilerden bile yoksun, bilgisiz

CAHİL : Turkish Turkish

elli bir konuda yeterli bilgisi olmayan

CAHİL : Turkish Turkish

deneyimsiz, genç, toy (delikanlı ya da kız)

CAHİL KALMAK : Turkish Turkish

ilgi edinememek, bilgisi olmamak

CAHİLANE : Turkish Turkish

cahilce, cahil bir biçimde

CAHİLCE : Turkish Turkish

cahil gibi, cahil bir biçimde

CAHİLİYE : Turkish Turkish

araplarda müslümanlıktan önceki çağ

CAHİLLİK : Turkish Turkish

cahil olma durumu, bilgisizlik