Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CAHİLLİK : Turkish Turkish

gençlik, toyluk, deneyimsizlik ve bu yüzden işlenen kusur

CAHİLLİK ETMEK : Turkish Turkish

ilgisizliğini göstermek

CAHİLLİK ETMEK : Turkish Turkish

gençlik, toyluk, deneyimsizlik yüzünden kusur işlemek

CAİZ : Turkish Turkish

din, yasa, töre ya da başka bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen, uygun, yerinde sayılan, yakışık alan

CAİZE : Turkish Turkish

şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş

CAİZE : Turkish Turkish

yazıda bir sözün olduğu gibi yinelendiğini göstermek için alt hizasına konulan tırnak biçimindeki noktalama imi

CAİZE : Turkish Turkish

yol yiyeceği, azık

CAKA : Turkish Turkish

gösteriş, çalım, fiyaka

CAKA SATMAK : Turkish Turkish

gösteriş yapmak, çalım satmak, büyüklük taslamak

CAKACI : Turkish Turkish

caka yapmayı seven

CAKACIİIK : Turkish Turkish

cakacı olma durumu ya da cakalı davranış

ÇAKAL : Turkish Turkish

etoburlardan, sürü durumunda yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (canis aureus)

ÇAKAL : Turkish Turkish

a rgo yalancı, düzenci, aşağılık kimse

ÇAKALBOĞAN : Turkish Turkish

kırlarda rastlanan bir bitki

ÇAKALERİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

çok ekşi, sert, iri çekirdekli bir erik türü (prunus spinosa)

CAKALI : Turkish Turkish

cakası olan, cakayla yapılan, gösterişli

ÇAKALOZ : Turkish Turkish

mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top

ÇAKAR : Turkish Turkish

denizde, açığa ya da kıyılara yerleştirilen, belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener

ÇAKAR : Turkish Turkish

uzunluğu 250, genişliği 10 kulaç olan balık ağı

ÇAKAR ALMAZ 1) : Turkish Turkish

işe yaramayacak durumda olan, bozuk

ÇAKAR ALMAZ 1) : Turkish Turkish

tabanca

ÇAKI : Turkish Turkish

açılıp kapanan bir ya da birkaç ağızlı küçük cep bıçağı

ÇAKI GİBİ : Turkish Turkish

canlı ve atik

ÇAKICI : Turkish Turkish

çakı yapan ya da satan kimse

ÇAKIL : Turkish Turkish

küçük ya da orta boyda taş parçası