Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇAKMAK, -AR : Turkish Turkish

parıldamak, ışık vermek

ÇAKMAKÇI : Turkish Turkish

çakmak yapan ya da satan kimse

ÇAKMAKÇI : Turkish Turkish

tüfek ve tabanca çakmaklarını yapan, onaran kimse

ÇAKMAKÇILIK : Turkish Turkish

çakmak yapıp satma işi

ÇAKMAKLAŞMAK : Turkish Turkish

alev saçarcasına bakmak, kızarmak

ÇAKMAKLI : Turkish Turkish

çakmaktaşı ve zemberekle ateş alan eski zaman tüfeği

ÇAKMAKLIK : Turkish Turkish

çakmaktaşı, çakmak demiri ve kavı bir arada taşımaya yarayan kese

ÇAKMAKLIK : Turkish Turkish

çakmakta kullanılacak olan

ÇAKMAKTAŞI, -NI : Turkish Turkish

demir ya da çeliğe hızla sıyırtarak sürtüldüğünde kıvılcım çıkaran bir çeşit kuvars

ÇAKOZLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi sezmek

ÇAKŞIR : Turkish Turkish

ir çeşit erkek şalvarı

ÇAKŞIR : Turkish Turkish

kuşların ayağında bulunan ve süs gibi görünen tüy

ÇAKŞIRLI : Turkish Turkish

çakşır giymiş

ÇAKŞIRLI : Turkish Turkish

ayakları tüylü, paçalı (güvercin) ya da başka (kuş)

ÇAKTIRMADAN : Turkish Turkish

elli etmeden, sezdirmeden

ÇAKTIRMAK : Turkish Turkish

çakmak eylemini yaptırmak

ÇAKTIRMAK : Turkish Turkish

irinin bir şeyi sezmesini sağlamak

ÇALA : Turkish Turkish

elli adlardan önce gelerek eyleme bağlanır ve adla ilgili bir çabukluk, süreklilik, dikkatsizlik anlamı katar

ÇALAK : Turkish Turkish

eline ayağına çabuk, atik, çevik

ÇALAKALEM : Turkish Turkish

gelişigüzel, durmadan yazarak

ÇALAKAMÇI : Turkish Turkish

durmadan kamçılayarak

ÇALAKAŞIK : Turkish Turkish

soluk almadan yiyerek

ÇALAKILIÇ : Turkish Turkish

durmadan kılıç sallayarak

ÇALAKÜREK : Turkish Turkish

sürekli kürek çekerek

ÇALAMAR : Turkish Turkish

dört tarafı çitle çevrili yazlık koyun ağılı