Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CALİ : Turkish Turkish

yapmacıklı, düzme, °sahte

ÇALI : Turkish Turkish

öğürtlen, ahududu gibi ağaççıktan küçük, dalları çok çatallı ve sapları odunsu bitki

ÇALI ÇIRPI : Turkish Turkish

kolayca tutuşabilen ince ağaç dalı, çalı, çöp, kuru ot gibi şeyler

ÇALI GİBİ : Turkish Turkish

sık ve sert (saç, sakal)

ÇALI SÜPÜRGESİ : Turkish Turkish

süpürge çalısından yapılan süpürge

ÇALIBÜLBÜLÜ, -NÜ : Turkish Turkish

serçegillerden, güzel öten, küçük bir kuş, ötleğen (sylvia communis)

ÇALIFASULYESİ, -Nİ : Turkish Turkish

kılçıklı bir çeşit fasulye

ÇALIHOROZU, -NU : Turkish Turkish

tavukgillerden, eti beğenilen bir yaban kuşu (tetraourogallus)

ÇALIK : Turkish Turkish

çarpık, eğri

ÇALIK : Turkish Turkish

verev kesilmiş

ÇALIK : Turkish Turkish

doğal olmaktan uzaklaşmış

ÇALIK : Turkish Turkish

kendi renginden olmayan

ÇALIK : Turkish Turkish

yan yan giden

ÇALIK : Turkish Turkish

yüzünde çıban ya da yara yeri olan

ÇALIK : Turkish Turkish

çıban yeri

ÇALIK : Turkish Turkish

koyunlarda çiçek hastalığı

ÇALIK : Turkish Turkish

kırlarda yetişen, kırmızı çiçekleri olan, yumru kökü yenen bir bitki

ÇALIKKAVAK : Turkish Turkish

dalları sepetçilikte kullanılan bir kavak türü, sepetçi kavağı

ÇALIKUŞU, -NU : Turkish Turkish

serçegillerden, başı koyu kırmızı, gövdesine doğru rengi açılan, çalılık yerleri seven ötücü bir kuş (troglodytes)

ÇALIKUŞUGİLLER : Turkish Turkish

çalıkuşu ve benzeri kuşları içeren familya

ÇALILANDIRMAK : Turkish Turkish

toprağı korumak amacıyla çıplak arazide çalı yetiştirmek

ÇALILIK : Turkish Turkish

çalısı çokça olan yer

ÇALIM : Turkish Turkish

gösteriş, karşıdakini etkileme amacıyla yapılan davranış, kurum, caka

ÇALIM : Turkish Turkish

kılıcın keskin yanı

ÇALIM : Turkish Turkish

erim, menzil