Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇALIŞMA : Turkish Turkish

çalışmak eylemi, emek, °say

ÇALIŞMA : Turkish Turkish

ir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az ya da çok zorlanması

ÇALIŞMA : Turkish Turkish

ünyesindeki suyun azalması ya da çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi

ÇALIŞMAK : Turkish Turkish

ir şey oluşturmak ya da ortaya çıkarmak için emek harcamak

ÇALIŞMAK : Turkish Turkish

ışi ya da görevi olmak

ÇALIŞMAK : Turkish Turkish

ış üzerinde bulunmak

ÇALIŞMAK : Turkish Turkish

(makine ya da aygıtlar için) ışe yarar durumda olmak ya da işlemekte bulunmak

ÇALIŞMAK : Turkish Turkish

ir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamak

ÇALIŞMAK : Turkish Turkish

ir şeyi öğrenmek için emek vermek

ÇALIŞTIRAN : Turkish Turkish

çalışmasını sağlayan

ÇALIŞTIRAN : Turkish Turkish

ışveren, °patron

ÇALIŞTIRICI : Turkish Turkish

ir spor dalında sporcuları çalıştıran kimse, °antrenör

ÇALIŞTIRICILIK : Turkish Turkish

çalıştırıcının görevi, °antrenörlük

ÇALIŞTIRILMAK : Turkish Turkish

çalıştırmak eylemi yaptırılmak

ÇALIŞTIRMAK : Turkish Turkish

çalışmak eylemini yaptırmak, çalışmasını sağlamak

ÇALIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ışlemesini sağlamak, işletmek

ÇALKAĞI : Turkish Turkish

çalkar

ÇALKAK : Turkish Turkish

çalkar

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

ir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

sulu bir şeyi sarsarak ya da çırparak karıştırmak

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

sudan sarsarak geçirmek ya da içinden suyu çarparak geçirmek yoluyla bir şeyi temizlemek

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

tahılı sarsarak kalburdan geçirmek

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

vücudun bir yerini sürekli oynatmak

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

(kuluçka yumurtalarını) çevirmek

ÇALKALAMAK, ÇALKAMAK : Turkish Turkish

sağlığının bozulmasına yol açmak