Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇANAK ÜZENGİ : Turkish Turkish

asılan yeri, tabanın büyük bir bölümünü kaplayacak kadar geniş üzengi

ÇANAK YALAMAK : Turkish Turkish

dalkavukluk etmek

ÇANAK YALAYICI : Turkish Turkish

dalkavuk

ÇANAK YALAYICILIK ETMEK : Turkish Turkish

dalkavukluk etmek

ÇANAKBASTI : Turkish Turkish

evde hazırlanan, sucuk içine benzeyen yemek

ÇANAKÇI : Turkish Turkish

çanak yapan ya da satan kimse

ÇANAKÇILIK : Turkish Turkish

çanak yapma ya da satma işi

ÇANAKKALEİŞİ : Turkish Turkish

yüzyıldan başlayarak çanakkale çevresinde üretilen, kırmızı renkli, yelkenli gemi ya da mimari motiflerle bezeli seramik eşya

ÇANAKLAŞMA : Turkish Turkish

çanak biçimine dönüşme

ÇANAKLAŞMA : Turkish Turkish

maden ocağının işletilmesi sonucu oluşan çanak biçimli geniş yatak

ÇANAKLAŞMAK : Turkish Turkish

çanak biçimine dönüşmek

ÇANAKLIK : Turkish Turkish

tabak, çanak yerleştirilen raflar

ÇANAKLIK : Turkish Turkish

gemi direklerindeki gözetleme yeri

ÇANAKSI : Turkish Turkish

çanağa benzeyen

ÇANAKSI GÖZELER : Turkish Turkish

salgı olacağı vakit şişen ve belirli bir oyluma geldiklerinde içlerindeki sıvı salgısını boşaltan bez gözeleri

ÇANAKYAPRAK : Turkish Turkish

itkide çanağı oluşturan yaprakların her biri

CANAN : Turkish Turkish

gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın

CANAN : Turkish Turkish

(tasavvufta) tanrı

CANAVAR : Turkish Turkish

masallarda sözü geçen yabanıl, yırtıcı hayvan

CANAVAR : Turkish Turkish

kurt, domuz gibi cana kıyan yaban hayvanı

CANAVAR : Turkish Turkish

haşarı, yaramaz çocuk

CANAVAR : Turkish Turkish

acımasız, kötü ruhlu, zalim (kimse)

CANAVAR DÜDÜĞÜ : Turkish Turkish

acı acı ses çıkaran ve uzaklara kadar tehlike işareti vermek için kullanılan aygıt ve bunun çıkardığı siren sesi

CANAVAR GİBİ : Turkish Turkish

iri yarı, saldırgan

CANAVAR GİBİ : Turkish Turkish

çok fazla