Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇANSARMAŞIĞI : Turkish Turkish

sarımsı, mor çiçekli tırmanıcı bir bitki

CANSİPERANE : Turkish Turkish

canını verircesine, özveriyle

CANSIZ : Turkish Turkish

canını yitirmiş, ölmüş

CANSIZ : Turkish Turkish

güçsüz, mecalsiz

CANSIZ : Turkish Turkish

ılgi uyandırmayan, sönük

CANSIZ : Turkish Turkish

durgun

CANSIZ : Turkish Turkish

canlı olmayan (varlık); °camit

CANSIZ DÜŞMEK : Turkish Turkish

hastalık ya da yorgunluk yüzünden bitkin bir duruma gelmek

CANSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

cansız duruma gelmek

CANSIZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

cansız duruma getirmek

CANSIZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir dişin sinirlerini alarak canlı dokusunu yok etmek

CANSIZLIK : Turkish Turkish

cansız olma durumu

CANSIZLIK : Turkish Turkish

hareketsizlik

CANSUYU : Turkish Turkish

fidelere, fidanlara dikildiklerinde verilen ilk su

ÇANTA : Turkish Turkish

kösele, meşin, kumaş gibi hafif gereçler-den yapılıp büyüklüğüne göre içine para, evrak, yiyecek koyup taşımaya yarayan kap

ÇANTACI : Turkish Turkish

çanta yapan ya da satan (kimse)

ÇANTAÇİÇEĞİ : Turkish Turkish

sarı, turuncu çiçekleri çantayı andıran bir süs bitkisi

ÇANTACILIK : Turkish Turkish

çanta yapma sanatı ya da çanta satma işi

ÇANTADA KEKLİK : Turkish Turkish

ele geçirilmesi o denli kesin ki elde edilmiş sayılır, torbada keklik

ÇANTADAN YETİŞMEK : Turkish Turkish

ir mesleği eğitim görmeden, deneyimlerle kazanmak

ÇANTI : Turkish Turkish

duvarları, yontulmamış ağaç gövdesi ya da kerestelerin üst üste oturtulmasıyla oluşturulmuş ev

ÇAP, -PI : Turkish Turkish

genellikle cisimlerin genişliği, °kutur

ÇAP, -PI : Turkish Turkish

üyüklük, ölçü

ÇAP, -PI : Turkish Turkish

değer, düzey, önem

ÇAP, -PI : Turkish Turkish

ir kimsenin niteliğinden kaynaklanan gücü, değeri, ağırlığı