Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ACISINI ÇIKARMAK : Turkish Turkish

öç almak, intikam almak

ACISINI GÖRMEK : Turkish Turkish

ir yakınının ölümünü görmek

ACISIZ : Turkish Turkish

tadı acı olmayan, aşçılıkta içine baharat ya da başka acı koymadan pişirilen

ACISIZ : Turkish Turkish

ağrı, sızı duyulmayan

ACISIZ : Turkish Turkish

üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz

AÇIT : Turkish Turkish

ir duvarda bırakılan kemerleme, kapı, pencere vb. gibi açıklık

ACİTATO : Turkish Turkish

ir parçanın hızlı, sarsıntılı, heyecanlı çalınacağını anlatır

ACITMAK : Turkish Turkish

acılık vermek

ACITMAK : Turkish Turkish

ağrı ve sızı duymasına neden olmak

ACIYONCA : Turkish Turkish

kızılkantarongillerden, kötü kokulu ve çok acı olan yaprakları hekimlikte kullanılan bir bitki (menyantes trifoliata)

ÂCİZ : Turkish Turkish

gücü bir işe yetmez olan, güçsüz

ÂCİZ : Turkish Turkish

eceriksiz

ÂCİZ KALMAK : Turkish Turkish

çok uğraşılmasına karşın o işi yapamamak

ACİZ, -CZİ : Turkish Turkish

gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük

ACİZ, -CZİ : Turkish Turkish

eceriksizlik

ACİZ, -CZİ : Turkish Turkish

orcunu vaktinde ödeyememesi durumu

ÂCİZANE : Turkish Turkish

söz söyleyen kimsenin alçakgönüllülüğünü abartmak için kullandığı "âcizlere yakışacak biçimde" anlamında bir nezaket sözcüğü

ÂCİZLERİ : Turkish Turkish

alçakgönüllülük göstermek için "ben" adılı yerine kullanılırdı

AÇKI : Turkish Turkish

ir cismin yüzeyi üzerine sert bir madde ya da bir araç sürterek onu düzleştirip parlatma, °perdah

AÇKI : Turkish Turkish

demircilikte delik büyütmekte kullanılan araç

AÇKI : Turkish Turkish

anahtar ve her türlü açma aracı

AÇKICI : Turkish Turkish

açkı yapan (kimse)

AÇKICILIK : Turkish Turkish

açkıcının işi

AÇKILAMAK : Turkish Turkish

açkı ile parlatmak

AÇKILI : Turkish Turkish

açkılama işlemiyle düz, kaygan ve parlak duruma gelmiş şey için kullanılır, perdahlı