Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇATALLI : Turkish Turkish

(ses için) düzgün çıkmayan, pürüzlü

ÇATALLIK : Turkish Turkish

çatal konulan yer

ÇATANA : Turkish Turkish

filika büyüklüğünde buharla işleyen deniz teknesi, küçük vapur, °istimbot

ÇATANAK : Turkish Turkish

daldaki meyve kümesi

ÇATANAK : Turkish Turkish

ıki dal arası

ÇATAPAT : Turkish Turkish

ayakla çiğnenince ya da bir yere sürtülünce çat pat diye patlayan bir eğlence fişeği

ÇATI : Turkish Turkish

ir yapının, bir evin damını, örtüsünü kuran parçaların tümü

ÇATI : Turkish Turkish

yapının tavanıyla damı arasındaki genellikle az kullanılan yer

ÇATI : Turkish Turkish

ınsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu

ÇATI : Turkish Turkish

irbirine çatılmış, çakılmış şeylerin tümü

ÇATI : Turkish Turkish

arınılan, sığınılan yer

ÇATI : Turkish Turkish

elli bir ereğe yönelik kimselerin oluşturduğu kuruluş

ÇATI : Turkish Turkish

özne ya da nesne durumlarına göre, eylemden eylem yapan eylem kök ya da gövdelerine getirilmesiyle yapılan türev, °bina

ÇATI : Turkish Turkish

ir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı

ÇATI EKLERİ : Turkish Turkish

eylem kök ya da gövdelerinden dönüşlü, edilgen, işteş, ettirgen çatılar yapmaya yarayan ekler

ÇATI HAVALIĞI : Turkish Turkish

çatı arasının havalanmasına yarayan açıklık

ÇATI KATI : Turkish Turkish

yapılarda çatıyla son kat arasında yapılan küçük kat

ÇATIK : Turkish Turkish

çatılmış olan

ÇATIK KAŞ : Turkish Turkish

kaşları birbirine çok yakın olan (kimse)

ÇATIK YÜZ : Turkish Turkish

(

ÇATIKLAŞMAK : Turkish Turkish

çatık duruma gelmek

ÇATIKLIK : Turkish Turkish

çatık olma durumu

ÇATILI : Turkish Turkish

çatısı olan (yapı)

ÇATILI : Turkish Turkish

çatılmış olan

ÇATILMAK : Turkish Turkish

çatmak eylemine konu olmak