Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CAZ : Turkish Turkish

caz müziği çalan orkestra

CAZBANT : Turkish Turkish

caz müziği çalan orkestra

CAZCI : Turkish Turkish

caz müziği çalan ya da besteleyen kimse

CAZGIR : Turkish Turkish

güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dualarını okuyarak onları alana süren kimse

CAZGIR : Turkish Turkish

fitneci

CAZGIRLIK : Turkish Turkish

cazgır olma durumu

CAZİBE : Turkish Turkish

alım, alımlılık, çekicilik, albeni

CAZİBE : Turkish Turkish

çekim

CAZİBELİ : Turkish Turkish

çekici, alımlı, albenili, °cazip

CAZİBESİZ : Turkish Turkish

çekici olmayan, alımsız, albenisiz

CAZİP : Turkish Turkish

ılgi uyandıran, çekici, elverişli, albenili

CAZIR CAZIR : Turkish Turkish

(bir cismin kaynama ve yanmasını belirtirken) güçlü ve sesli olarak

CAZIRDAMAK : Turkish Turkish

caz, cazır diye ses çıkarmak

CAZIRTI : Turkish Turkish

cazırdama sesi

CD : Turkish Turkish

kadmiyum'un simgesi

CE : Turkish Turkish

seryum'un simgesi

CE : Turkish Turkish

kucak çocuklarını, bebekleri eğlendirmek için çıkarılan ses

CE DEMEYE Mİ GELDİN? : Turkish Turkish

"bu kadar az oturmaya mı geldin?" anlamında kullanılır

CEBBAR : Turkish Turkish

zorlayıcı, zorba

CEBBAR : Turkish Turkish

kudret sahibi, tanrı

CEBBAR : Turkish Turkish

gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi

CEBBAR : Turkish Turkish

ecerikli, açıkgöz (kadın)

CEBE : Turkish Turkish

zırh

CEBE : Turkish Turkish

silah

CEBECİ : Turkish Turkish

silah yapan, onaran ve bakımıyla görevli bulunan; savaşta ordunun silah ve cephanesini ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir asker sınıfı