Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CEKET, -Tİ : Turkish Turkish

erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu giysi

CEKETATAY : Turkish Turkish

jaketatay

ÇEKİ : Turkish Turkish

tartı

ÇEKİ : Turkish Turkish

ıki yüz elli kiloya eşit olan; odun, kireç gibi ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan bir ağırlık ölçüsü

ÇEKİÇ : Turkish Turkish

çivi çakmak, madenleri dövmek gibi işlerde kullanılan ve bir sapla, dövecek bir maden bölümden yapılmış araç

ÇEKİÇ : Turkish Turkish

atletizm yarışmalarında fırlatılan demir küre biçiminde araç

ÇEKİÇ ATMA : Turkish Turkish

çekicin en uzağa atılması temeline dayanan atletizm dalı

ÇEKİÇBALIĞI : Turkish Turkish

köpekbalıklarından boyu
5 metreyi bulabilen, başı çekiç biçiminde olan ve okyanuslarda yaşayan balık

ÇEKİÇHANE : Turkish Turkish

demir fabrikalarında makineyle çalışan çok ağır çekiçlerin bulunduğu yer

ÇEKİCİ : Turkish Turkish

çekme eylemini yapan

ÇEKİCİ : Turkish Turkish

kendisi için eğilim uyandıran, alımlı, albenili, cazibeli, °cazip

ÇEKİCİLEŞMEK : Turkish Turkish

güzelliği, albenisi, verimliliği nedeniyle çekici duruma gelmek

ÇEKİCİLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

çekici duruma getirmek, çekicilik kazandırmak

ÇEKİCİLİK : Turkish Turkish

çekici olma durumu, °cazibe

ÇEKİCİLİK : Turkish Turkish

çekme gücü

ÇEKİÇKEMİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

ortakulaktaki kemikçiklerden biçimi çekiçe benzeyen ve kulak zarına bağlı olan kemik

ÇEKİÇLEMEK : Turkish Turkish

çekiçle dövmek

ÇEKİÇLENMEK : Turkish Turkish

çekiçle dövülmek

ÇEKİDÜZEN : Turkish Turkish

düzenlilik, özen, °itina, °intizam, °ihtimam

ÇEKİDÜZEN VERMEK : Turkish Turkish

düzgün duruma getirmek, düzeltmek, düzenlemek

ÇEKİK : Turkish Turkish

yanlara doğru çekilerek gerilmiş gibi olan

ÇEKİK : Turkish Turkish

ıçeriye doğru kaçmış, batık

ÇEKİKÇE : Turkish Turkish

çekiğe yakın, biraz çekik

ÇEKİKLİK : Turkish Turkish

çekik olma durumu

ÇEKİLİŞ : Turkish Turkish

çekilmek eylemi ya da biçimi