Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇEKİRDECİK : Turkish Turkish

göze çekirdeğinin içinde tek ya da birden çok bulunan yuvarlak cisim

ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

etli meyvelerin içinde bir ya da birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum

ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

yenmek için kuru ya da kavrularak satılan ayçiçeği ya da kabak çekirdeği

ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

ir gözenin merkezini oluşturan cisimcik

ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

atom çekirdeği

ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

kuyumculukta kullanılan ve beş santigrama eşit olan ağırlık ölçüsü

ÇEKİRDEK : Turkish Turkish

ir şeyin temelini oluşturan öz, °nüve

ÇEKİRDEK FİZİĞİ : Turkish Turkish

atom çekirdeğinin özelliklerini inceleyen fizik dalı, °nükleer fizik

ÇEKİRDEK KAHVE : Turkish Turkish

çekilmemiş ya da dövülmemiş kahve

ÇEKİRDEK KİMYASI : Turkish Turkish

atom çekirdeğinin kimyasal özelliklerini inceleyen bilim, °nükleer kimya

ÇEKİRDEKBİREŞİMİ : Turkish Turkish

evrenin maddesini oluşturan kimyasal elementlerin ortaya çıkış süreçlerinin tümü, °nükleosentez

ÇEKİRDEKLENMEK : Turkish Turkish

çekirdekli duruma gelmek, çekirdek bağlamak

ÇEKİRDEKLENMEK : Turkish Turkish

ir buharın yoğunlaşabilmesi için gerekli damlaların üzerinde, büyüyen ilk taneler oluşmak

ÇEKİRDEKLİ : Turkish Turkish

çekirdeği olan, içinde çekirdeği bulunan, çekirdek bağlayan

ÇEKİRDEKSEL : Turkish Turkish

atom çekirdeğiyle ilgili, °nükleer

ÇEKİRDEKSİ : Turkish Turkish

çekirdeğe benzeyen

ÇEKİRDEKSİZ : Turkish Turkish

çekirdeği olmayan, içinde çekirdeği bulunmayan

ÇEKİRDEKTEN YETİŞME : Turkish Turkish

herhangi bir işte, meslekte, küçük yaştan başlayarak yetişmiş olan

ÇEKİRGE : Turkish Turkish

düzkanatlılardan, uzun olan art bacaklarına dayanarak uzağa sıçrayabilen, birçok türü olan böcek (acridium)

ÇEKİRGEKUŞU, -NU : Turkish Turkish

sığırcık (sturnus vulgaris)

ÇEKİŞE ÇEKİŞE PAZARLIK (ETMEK) : Turkish Turkish

titizce pazarlık (etmek)

ÇEKİŞLİ : Turkish Turkish

otomobilde "önden" ya da "arkadan" çekişli terimlerinde geçer

ÇEKİŞME : Turkish Turkish

çekişmek eylemi

ÇEKİŞMEK : Turkish Turkish

ıki yönünden karşılıklı çekmek

ÇEKİŞMEK : Turkish Turkish

ir şeyi birbirine karşı çekmek