Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇEMKİRMEK : Turkish Turkish

(köpek) kesik kesik havlamak, ürümek

ÇEMKİRMEK : Turkish Turkish

(birine) arsızca karşılık vermek

CEMRE : Turkish Turkish

şubat ayında, önce havada, sonra suda ve en sonra toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi

CEMRE DÜŞMEK : Turkish Turkish

doğada sıcaklık yükselmek

ÇEMREMEK : Turkish Turkish

kol, paça, etek gibi şeyleri sıvamak

ÇEMRENMEK : Turkish Turkish

kendi kol, etek ya da paçalarını çemremek

ÇEMRENMEK : Turkish Turkish

ir işe girişmek için hazırlanmak, paçaları sıvamak

CENABET, -Tİ : Turkish Turkish

cinsel ilişkiden sonra, dinin buyurduğu yolda henüz yıkanmadığı için temiz sayılmayan kimse, °cünup

CENABET, -Tİ : Turkish Turkish

pis, kötü, hoşlanılmayan kimse ya da şey

CENAH : Turkish Turkish

kuş kanadı

CENAH : Turkish Turkish

kol, pazı

CENAH : Turkish Turkish

yan, taraf

CENAH : Turkish Turkish

savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri

CENAP : Turkish Turkish

saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılır

CENAZE : Turkish Turkish

kefenlenip tabuta konmuş, gömülmeye hazırlanmış ölü

CENAZE : Turkish Turkish

cenaze töreni

CENAZE ALAYI : Turkish Turkish

ölüyü kaldırma töreni ya da bu törende yer alan topluluk

CENAZE GİBİ : Turkish Turkish

enzi sararmış

CENAZE NAMAZI : Turkish Turkish

cenaze gömülmeden önce musalla üstündeki tabutun önünde kılınan namaz

CENAZEYİ KALDIRMAK : Turkish Turkish

ölüyü gömmek üzere götürmek, gömmek

ÇENÇEN : Turkish Turkish

çok konuşan, geveze

CENDERE : Turkish Turkish

ir şeyi sıkmak, ezmek gibi işlerde kullanılan düzenek, °pres

CENDERE : Turkish Turkish

manevi baskı

ÇENE : Turkish Turkish

omurgalılarda kemik ya da kıkırdakla desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan parça

ÇENE : Turkish Turkish

omurgasız hayvanlarda buna benzeyen yapı