Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CENGEL : Turkish Turkish

otlarla örtülü geniş hindistan ormanlarına verilen ad

ÇENGEL : Turkish Turkish

ir şeyi asmaya, tutturmaya yarayan eğri kanca

ÇENGEL : Turkish Turkish

ir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri demir araç

ÇENGEL : Turkish Turkish

çengele benzeyen, çengel şeklinde olan

ÇENGEL ATMAK : Turkish Turkish

ir konuya yandaş toplama girişiminde bulunmak, ilişki kurmak

ÇENGEL TAKMAK : Turkish Turkish

uğraşmak ya da kötülük etmek için el atmak

ÇENGELÇENELİLER : Turkish Turkish

çeneleri gaga biçiminde uzamış ve tam kemikleşmemiş balıklar takımı, yapışıkçeneliler

ÇENGELDE KOKMUŞ ETİM YOK : Turkish Turkish

(anne ve baba için) kızımı hemen evlendirmek zorunda değilim anlamında kullanılır

ÇENGELLEMEK : Turkish Turkish

çengelini takmak

ÇENGELLENMEK : Turkish Turkish

çengel takılmak, çengelle tutturulmak

ÇENGELLİ : Turkish Turkish

çengeli olan ya da ucu çengel biçiminde olan

ÇENGELLİİĞNE : Turkish Turkish

tutturulduğu yerden kurtulmaması için ucu özel bir yuvaya geçirilen iğne

ÇENGELSAKIZI, -NI : Turkish Turkish

kengelsakızı

ÇENGELSİ : Turkish Turkish

çengel biçimini andıran

ÇENGİ : Turkish Turkish

çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın

ÇENGİ KOLU : Turkish Turkish

çengilerden oluşan topluluk

ÇENGİLİK : Turkish Turkish

çenginin yaptığı iş

ÇENGÜ ÇEGÂNE : Turkish Turkish

saz eğlentisi

ÇENİLEMEK : Turkish Turkish

canı yanan köpek ağlar gibi ses çıkarmak

CENİN : Turkish Turkish

dölüt

CENİNİ SAKIT : Turkish Turkish

düşük

CENK, -Gİ : Turkish Turkish

savaş, kavga

CENK, -Gİ : Turkish Turkish

üyük çaba, uğraş, kavga; çekişme

ÇENK, -Gİ : Turkish Turkish

harpı andıran, telli bir çalgı

CENKÇİ : Turkish Turkish

savaşçı, °cengaver