Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CENKLEŞMEK : Turkish Turkish

savaşmak

CENKLEŞMEK : Turkish Turkish

atışmak, çekişmek

CENNET GİBİ : Turkish Turkish

güzel, bakımlı (yer)

CENNET ÖKÜZÜ : Turkish Turkish

yüreği temiz ama budala denecek kadar saf kimse

CENNET, -Tİ : Turkish Turkish

din inanışına göre, iyilik yapanla-rın, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir gönence kavuşacakları yer, uçmak (ii)

CENNET, -Tİ : Turkish Turkish

çok güzel yer

CENNETBALIĞI, -NI : Turkish Turkish

cennetbalığıgillerden, mavi yeşil zemin üzerine bakırrengi çizgili tropikal balık (macropodus viridiauratus)

CENNETBALIĞIGİLLER : Turkish Turkish

kemikli balıklar takımının kefaller alttakımına giren bir familya

CENNETİN KAPISINI AÇMAK : Turkish Turkish

üyük bir iyilik yaparak sevap kazanmak

CENNETKUŞU, -NU : Turkish Turkish

cennetkuşugillerden, tüyleri güzel renkli bir kuş (paradisea apoda)

CENNETKUŞUGİLLER : Turkish Turkish

omurgalı hayvanlar-dan kuşlar sınıfının bir familyası

CENNETLİK : Turkish Turkish

öldükten sonra yerinin cennet olacağına inanılan (kimse)

CENNETLİK : Turkish Turkish

(ölmüş kimse için) yeri cennet olan, °cennetmekân

CENNETMEKÂN : Turkish Turkish

cennetlik

ÇENTİK : Turkish Turkish

ir şeyin kenarında kesilerek ya da kırılarak açılan küçük kertik, tırtık

ÇENTİK : Turkish Turkish

kertikli

ÇENTİK : Turkish Turkish

küçük oyuk

ÇENTİK : Turkish Turkish

asım sırasında basım aygıtının diyaframını belirli bir açıklığa getirecek düzeni işletmek için filmin kenarına yapılan çukurluk

ÇENTİK AÇMAK : Turkish Turkish

çentik oluşturmak

ÇENTİK ATMAK : Turkish Turkish

çentiklemek

ÇENTİKLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyde çentik açmak, çentmek

ÇENTİKLENMEK : Turkish Turkish

çentikli duruma gelmek

ÇENTİKLİ : Turkish Turkish

üzerinde çentik bulunan

ÇENTİKSİZ : Turkish Turkish

çentiği olmayan, üzerinde çentik bulunmayan

ÇENTİLMEK : Turkish Turkish

çentmek eylemine konu olmak