Turkish Turkish
ÇEPELLENMEK : Turkish Turkish
karışıp bozulmak, berbat olmak
ÇEPELLİ : Turkish Turkish
ıçinde sap, taş, toprak gibi yabancı madde bulunan
ÇEPELLİLİK : Turkish Turkish
çepelli olma durumu
ÇEPER : Turkish Turkish
ir kabın, bir çukurun ve bir organın içyüzü
ÇEPER : Turkish Turkish
çit, duvar
ÇEPER : Turkish Turkish
ahlaksız, huysuz, geçimsiz kimse
ÇEPER : Turkish Turkish
ağ çubuğu, çalı çırpı
ÇEPER : Turkish Turkish
sebze bahçesi
ÇEPER : Turkish Turkish
zar
ÇEPERLİ : Turkish Turkish
çeperi olan
CEPHANE : Turkish Turkish
ateşli silahlarla atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde
CEPHANELİK : Turkish Turkish
cephanenin saklanması-na yarar kapalı ve korunmuş yer
CEPHE : Turkish Turkish
(yapılarda) yüz, alnaç
CEPHE : Turkish Turkish
üzerinde savaşın sürdüğü bölge
CEPHE : Turkish Turkish
yan, °taraf
CEPHE : Turkish Turkish
elli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan birliktelik
CEPHE GERİSİ : Turkish Turkish
savaş alanının gerisinde kalan bölge
CEPHEDEN HÜCUMA GEÇMEK : Turkish Turkish
dolaşık yollara sapmadan, doğrudan doğruya konuyu ele alarak birine karşı çıkmak
CEPHELEŞMEK : Turkish Turkish
ir düşünce, bir istek çevresinde birlik oluşturmak
ÇEPİÇ : Turkish Turkish
ir yaşında keçi yavrusu
ÇEPİN : Turkish Turkish
ahçelerde kullanılan küçük çapa
CEPKEN : Turkish Turkish
kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş bir tür kısa, yakasız üst giysisi
CEPKİTABI : Turkish Turkish
cepte taşınacak biçimde küçük kitap
CEPTEN VERMEK : Turkish Turkish
kendi kesesinden, kendi malından ödemek
ÇER : Turkish Turkish
"gelişigüzel ve dayanıksız yapılmış" anlamında, "çerden çöpten" ikilemesinde geçer
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani