Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CER, -RRİ : Turkish Turkish

çekme, sürükleyerek götürme

ÇERAĞ : Turkish Turkish

kandil, çıra

CERAHAT, -Tİ : Turkish Turkish

ırin

CERAHAT, -Tİ : Turkish Turkish

yara

CERAHATLENMEK : Turkish Turkish

(yara) ırin toplamak

CERAHATLİ : Turkish Turkish

ırin toplamış, irinli

CERBEZE : Turkish Turkish

güzel konuşma

CERBEZE : Turkish Turkish

eceriklilik, girginlik

CERBEZE : Turkish Turkish

kurnazlık, hilekârlık

CERBEZELİ : Turkish Turkish

girgin, kolaylıkla ve inandırıcı söz söyle-yen, dilli

ÇERÇEVE : Turkish Turkish

esim, yazı, ayna gibi şeyleri süslemek ya da bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık

ÇERÇEVE : Turkish Turkish

kapı, pencereyle bunların cam ya da tablalarının yerleştirilmiş olduğu kenarlık

ÇERÇEVE : Turkish Turkish

gözlük camlarını çevreleyen ve göz önünde tutmaya yarayan gözlük parçası

ÇERÇEVE : Turkish Turkish

fenni kovanlarda bal gömeçlerini taşıyan dört çıtadan yapılmış genellikle dikdörtgen araç

ÇERÇEVE : Turkish Turkish

ir düşünce alanının sınırları ya da bu sınırlar içindeki alan

ÇERÇEVE : Turkish Turkish

eden eğitiminde asılma ve tırmanmalar için kullanılan araç

ÇERÇEVECİ : Turkish Turkish

çerçeve yapan kimse

ÇERÇEVECİ : Turkish Turkish

esimlere, tablolalara çerçeve takma işiyle uğraşan kimse

ÇERÇEVECİLİK : Turkish Turkish

çerçevecinin işi

ÇERÇEVELEME : Turkish Turkish

çerçevelemek eylemi

ÇERÇEVELEME : Turkish Turkish

filmi çevrilecek başlıca cismin, gerek büyüklük, gerek yer bakımından görüntü çerçevesine göre düzenlenmesi işi

ÇERÇEVELEMEK : Turkish Turkish

ir şeye çerçeve geçirmek ya da bir şeyi çerçeve içine almak

ÇERÇEVELENMEK : Turkish Turkish

çerçeve geçirilmek, çerçeve içine alınmak

ÇERÇEVELETMEK : Turkish Turkish

çerçeve geçirtmek

ÇERÇEVELEYİCİ : Turkish Turkish

sinema ve televizyon çekimlerinde görüntü yönetmeni ya da görüntüyü düzenlemek için görüntünün belli bir açıda tutulmasını sağlayan görevli