Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CESARET, -Tİ : Turkish Turkish

çekinmezlik, atılganlık

CESARETLENDİRİLMEK : Turkish Turkish

yüreklendirilmek

CESARETLENDİRMEK : Turkish Turkish

yüreklendirmek, yiğitlendirmek, cesaret vermek

CESARETLENMEK : Turkish Turkish

yılgınlığı gitmek, cesareti artmak, yüreklenmek

CESARETLİ : Turkish Turkish

hiçbir şeyden korkusu olmayan, yürekli, yiğit

CESARETLİLİK : Turkish Turkish

cesaretli olma durumu, yüreklilik

CESARETSİZ : Turkish Turkish

yüreksiz

CESARETSİZ : Turkish Turkish

çekingen

CESARETSİZLİK : Turkish Turkish

cesaretsiz olma durumu, yüreksizlik

CESET : Turkish Turkish

ölü vücut, °naaş

CESİM : Turkish Turkish

üyük, iri, kocaman

ÇEŞİT : Turkish Turkish

aynı türden olan şeylerin kimi özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür,°nevi

ÇEŞİT : Turkish Turkish

canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik

ÇEŞİT : Turkish Turkish

türlü

ÇEŞİT ÇEŞİT : Turkish Turkish

çeşitli olan, türlü türlü

ÇEŞİTKENAR : Turkish Turkish

kenarlarından hiçbiri ötekine eşit olmayan (çokgen)

ÇEŞİTKENAR ÜÇGEN : Turkish Turkish

üç kenarı da ayrı uzunlukta olan üçgen

ÇEŞİTLEME : Turkish Turkish

çeşitlemek eylemi

ÇEŞİTLEME : Turkish Turkish

elli bir temayı değişik armoni, melodi ve ritimle süsleyerek yeniden çalma, °varyasyon

ÇEŞİTLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyin çeşidini arttırmak

ÇEŞİTLENDİRMEK : Turkish Turkish

çeşitlilik kazanmasını sağlamak

ÇEŞİTLENMEK : Turkish Turkish

çeşitli duruma gelmek

ÇEŞİTLİ : Turkish Turkish

çeşidi çok olan, türlü

ÇEŞİTLİLİK : Turkish Turkish

çeşidi çok olma durumu

ÇEŞME : Turkish Turkish

çoğunlukla herkesin yararlanması için yapılan, borularla getirilen suyun bir oluktan ya da musluktan aktığı, yalaklı su haznesi ya da yapısı