Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ADAKLI : Turkish Turkish

nişanlı, yavuklu, sözlü

ADAKLIK : Turkish Turkish

adak olarak ayrılmış (hayvan)

ADAKLIK : Turkish Turkish

adak adanan yer

ADALE : Turkish Turkish

kas

ADALELİ : Turkish Turkish

kaslı

ADALESİZ : Turkish Turkish

kassız

ADALET DİVANI : Turkish Turkish

devletler arasındaki kimi hukuk anlaşmazlıklarına bakan ve merkezi la haye'de bulunan uluslararası mahkeme

ADALET SARAYI : Turkish Turkish

yargı kurumlarının bulunduğu büyük yapı

ADALET, -Tİ : Turkish Turkish

hak ve hukuka uygunluk, doğruluk, türe

ADALET, -Tİ : Turkish Turkish

türeyi uygulayan, yerine getiren devlet örgütleri

ADALET, -Tİ : Turkish Turkish

herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme

ADALETE TESLİM ETMEK : Turkish Turkish

sanığı yargıya vermek

ADALETE TESLİM OLMAK : Turkish Turkish

güvenlik ya da adalet işlerine kendini vermek

ADALETLİ : Turkish Turkish

adalete uygun düşen ya da adaleti olan, °adil

ADALETSİZ : Turkish Turkish

adalete aykırı düşen ya da adaleti olmayan: adaletsiz karar

ADALETSİZLİK : Turkish Turkish

adalete aykırı davranış, haksızlık

ADALİ : Turkish Turkish

kas niteliğinde olan; kasla ilgili olan, kasıl

ADALİ : Turkish Turkish

kasları iyi gelişmiş, adaleli, kaslı

ADALI : Turkish Turkish

ada halkından olan (kimse)

ADAM : Turkish Turkish

ınsan

ADAM : Turkish Turkish

erkek kişi

ADAM : Turkish Turkish

ıyi yetişmiş, değerli kimse

ADAM : Turkish Turkish

irinin yanında ve işinde bulunan kimse

ADAM : Turkish Turkish

irinin yararlandığı, kullandığı kimse

ADAM : Turkish Turkish

irinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı