Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CEVAHİR YUMURTLAMAK : Turkish Turkish

değerli sözler söylediğini sanarak saçmalayanlar için alay yollu söylenir

CEVAHİRCİ : Turkish Turkish

mücevher alıp satan kimse, °mücevherci

CEVAP : Turkish Turkish

ir soruya, başvuruya, isteğe vb.ye verilen karşılık, yanıt

CEVAP VERMEK : Turkish Turkish

yanıtlamak

CEVAP VERMEK : Turkish Turkish

gereksinmeyi karşılamak

CEVAP VERMEK : Turkish Turkish

ıyi sonuç vermek, iyi sonuç alınmak

CEVAPI YAPIŞTIRMAK ( YA DA DİKMEK) : Turkish Turkish

kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir yanıt vermek

CEVAPLAMA : Turkish Turkish

yanıtlama

CEVAPLAMAK : Turkish Turkish

yanıtlamak

CEVAPLANDIRILMA : Turkish Turkish

yanıtlandırılma

CEVAPLANDIRILMAK : Turkish Turkish

yanıtlandırılmak

CEVAPLANDIRMA : Turkish Turkish

yanıtlandırma

CEVAPLANDIRMAK : Turkish Turkish

ir şeyin yanıtını, karşılığını vermek, yanıtlandırmak

CEVAPLI : Turkish Turkish

ıçinde yanıt bulunan, yanıtlı

CEVAPLI TELGRAF : Turkish Turkish

yanıtının ücreti önceden ödenmiş olan telgraf

CEVAPSIZ : Turkish Turkish

yanıtı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız

CEVAZ : Turkish Turkish

ızin, °müsaade

CEVELAN : Turkish Turkish

dolaşma, gezinme, gezinti

ÇEVGEN : Turkish Turkish

değnek

ÇEVGEN : Turkish Turkish

atlara binilerek değneklerle oynanan bir çeşit top oyunu, °polo

CEVHER : Turkish Turkish

ir şeyin özü, maya, °gevher

CEVHER : Turkish Turkish

değerli süs taşı, °mücevher

CEVHER : Turkish Turkish

üyük yetenek

CEVHER : Turkish Turkish

töz

CEVHERLİ : Turkish Turkish

cevheri olan