Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CEVİZGİLLER : Turkish Turkish

örneği ceviz olan, taçsız ikiçeneklilerden bir bitki familyası

CEVİZLİ : Turkish Turkish

cevizi olan, ceviz katılmış

CEVİZLİK : Turkish Turkish

ceviz ağacının çok olduğu yer

ÇEVRE : Turkish Turkish

ir şeyin yakını, dolay, dolayı, °etraf

ÇEVREAÇI : Turkish Turkish

köşesi bir dairenin çemberi üzerinde bulunan açı

ÇEVREBİLİM : Turkish Turkish

canlıların aralarındaki bağlantıları ve ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen dirimbilim dalı, °ekoloji

ÇEVREBİLİMCİ : Turkish Turkish

çevrebilim uzmanı, °ekolojist

ÇEVREBİLİMSEL : Turkish Turkish

çevrebilimle ilgili, °ekolojik

ÇEVRECİ : Turkish Turkish

çevredeki doğal güzellikleri, özellikle yeşilliği koruma yanlısı olan

ÇEVRECİLİK : Turkish Turkish

doğayı, doğal ve tarihsel güzellikleri korumak için uğraş verme işi

ÇEVRECİLİK : Turkish Turkish

ireyin davranışlarında asıl etkenin çevre olduğunu ileri süren görüş

ÇEVREÇİZİM : Turkish Turkish

ir yapının dış çizgilerini gösteren çizim

ÇEVREL : Turkish Turkish

çevreyle ilgili

ÇEVRELEMEK : Turkish Turkish

ıçine almak, kuşatmak

ÇEVRELEMEK : Turkish Turkish

ir konunun sınırlarını çizmek, °tahdit etmek

ÇEVRELENMEK : Turkish Turkish

kuşatılmak, sınır içine alınmak, °tahdit edilmek

ÇEVREN : Turkish Turkish

gözerimi, ufuk

ÇEVRESEL : Turkish Turkish

çevreyle ilgili

ÇEVRETEKER : Turkish Turkish

sap ve kökte, merkez bölümünün en dış kuşağı

ÇEVREYOLU : Turkish Turkish

ir kenti çevreleyen, hızlı ulaşıma uygun karayolu

ÇEVRİ : Turkish Turkish

ir söz ya da davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, °tevil

ÇEVRİ : Turkish Turkish

karşılıklı iki akıntının ya da esintinin çarpıştığı yerde oluşan ters akıntı, burgaç

ÇEVRİK : Turkish Turkish

çevrilmiş, dönük

ÇEVRİLEMEK : Turkish Turkish

çevriye uğratmak, °tevil etmek

ÇEVRİLİ : Turkish Turkish

çevrilmiş, kuşatılmış