Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇEYİZLİK : Turkish Turkish

çeyiz eşyası

CEYLAN : Turkish Turkish

çiftparmaklılardan, boynuzlugiller familyasından, çöllerde yaşayan, çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle tanınan ince bacaklı, zarif, memeli hayvan, °gazal (gazella dorcas)

CEYLAN BAKIŞLI : Turkish Turkish

süzgün ve tatlı bakışlı

CEYLAN GİBİ : Turkish Turkish

yapısı ince ve uyumlu

ÇEYREK : Turkish Turkish

ir bütünün dörtte biri

ÇEYREK : Turkish Turkish

gümüş mecidiyenin dörtte biri değerinde olan beş kuruş

ÇEYREK : Turkish Turkish

on beş dakikalık zaman

ÇEYREK SON : Turkish Turkish

koşularda yarıson yarışına katılarak dört kişiyi seçmek üzere sekiz kişi ya da dört takımı ayırmak için sekiz takım arasında düzenlenen seçme yarışı

ÇEYREKLEMEK : Turkish Turkish

süt çocuklarının kollarını ve bacaklarını çaprazlayarak vücutlarına idman yaptırmak

CEZA : Turkish Turkish

suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama

CEZA : Turkish Turkish

kötü davranışın, suçun ya da hatanın karşılığı

CEZAEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

hükümlülerin, içinde tutuldukları yapı, °hapishane, °mahpushane

CEZAİ : Turkish Turkish

ceza ile ilgili, cezaya dayanan

CEZALANDIRILMAK : Turkish Turkish

cezaya çarptırılmak, ceza verilmek

CEZALANDIRMAK : Turkish Turkish

ir kimseye ceza vermek

CEZALANMAK : Turkish Turkish

cezaya çarpılmak

CEZALI : Turkish Turkish

cezalandırılmış (kimse)

CEZALI : Turkish Turkish

gününde ödenmeyen (borç, vergi vb.)

CEZALI : Turkish Turkish

para cezası ödeyerek

CEZASIZ : Turkish Turkish

cezaya çarptırılmamış

CEZAYİRLİ : Turkish Turkish

cezayir halkından olan (kimse)

CEZAYİRMENEKŞESİ, -Nİ : Turkish Turkish

zakkumgillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kendine özgü, mavi, açık mor renkli çiçekleri ve ortası çukur taçyaprakları olan bir bitki (vinca)

CEZBE : Turkish Turkish

ir duygu ya da bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu

CEZBELENMEK : Turkish Turkish

cezbeye tutulmak, kendinden geçmek

CEZBETMEK : Turkish Turkish

kendine çekmek, bağlamak