Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CEZBEYE KAPILMAK ( YA DA TUTULMAK) : Turkish Turkish

ir duygu ya da bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek

CEZİR, -ZRİ : Turkish Turkish

kök

CEZİR, -ZRİ : Turkish Turkish

kabarma alçalma olayında suların indiği dönem, alçalma

CEZP, -Bİ : Turkish Turkish

kendine çekme

CEZP, -Bİ : Turkish Turkish

etkileyerek kendine bağlama

CEZRİ : Turkish Turkish

köklü, kökten, temelden

CEZVE : Turkish Turkish

kahve pişirmeye yarayan, uzun saplı, silindire benzer küçük kap

CF : Turkish Turkish

kaliforniyum'un simgesi

CIBA : Turkish Turkish

tüyü kırkılmış keçi ve koyun

ÇIBAN : Turkish Turkish

vücudun herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateşle kendini gösteren irin birikimi

ÇIBAN AĞIRŞAĞI : Turkish Turkish

çıbanın şişkin ve kızarmış bölümü

ÇIBAN BAŞI : Turkish Turkish

çıbanın patlamak üzere olan noktası

ÇIBAN BAŞI : Turkish Turkish

ağır sonuçlar doğurabilecek durum ya da sorun

ÇIBAN İŞLEMEK : Turkish Turkish

çıbandan irin akıtmak

ÇIBANIN BAŞINI KOPARMAK : Turkish Turkish

ağır bir sorunun patlak vermesine yol açmak

CIBIL : Turkish Turkish

çıplak

CIBIL : Turkish Turkish

yoksul, parasız, geçim darlığı çeken

CİBİLLİYET, -Tİ : Turkish Turkish

(huy ve ahlak bakımından) yaradılış, maya

CİBİLLİYETSİZ : Turkish Turkish

soysuz, kötü yaratılışlı

CİBİLLİYETSİZLİK : Turkish Turkish

cibilliyetsiz olma durumu

CİBİNLİK : Turkish Turkish

sivrisinekten ve başka böceklerden korunmak için yatağın üstüne ve yanlarına gerilen çadır biçiminde tül

CİBRE : Turkish Turkish

sıkılıp suyu alınan üzüm ve başka meyvelerin posası

ÇİÇEK : Turkish Turkish

ir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü

ÇİÇEK : Turkish Turkish

çiçek açan kır ya da bahçe bitkisi

ÇİÇEK : Turkish Turkish

davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse