Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇİÇEK : Turkish Turkish

ırinli kabarcıklar dökerek deride izler bırakabilen ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık

ÇİÇEK : Turkish Turkish

süblimleşme ya da çiçeksime yoluyla elde edilen toz

ÇİÇEK AÇMAK : Turkish Turkish

çiçeklenmek

ÇİÇEK AŞISI : Turkish Turkish

çiçeğe karşı bağışıklık sağlamak amacıyla aşı olarak yapılan zayıflatılmış çiçek virüsü

ÇİÇEK ÇIKARMAK : Turkish Turkish

çiçek hastalığına yakalanmak

ÇİÇEK DURUMU : Turkish Turkish

çiçeklerin sap üzerindeki dizilişi

ÇİÇEK GİBİ : Turkish Turkish

temiz, bakımlı, güzel

ÇİÇEK OLMAK : Turkish Turkish

yaşına, durumuna uymayan aşırı davranışlarda bulunmak

ÇİÇEK SAPÇIĞI : Turkish Turkish

çiçekleri sapa birleştiren ince ve küçük sap

ÇİÇEK SAPI : Turkish Turkish

çiçek durumunda bütün çiçeklerin, üzerinde toplandığı ya da bitiştiği sap

ÇİÇEKBALIĞI : Turkish Turkish

orta ve doğu anadolu'nun kimi akarsularında görülen sırtı koyu, karnı gümüşi renkli yaklaşık 20 santim boyunda kemikli balık

ÇİÇEKBİTİ, -Nİ : Turkish Turkish

yarımkanatlılardan, küçük ve yumuşak vücutlu, bitkilerin üzerinde sürü duru- munda yaşayan bir böcek (aphis)

ÇİÇEKBOZUĞU, -NU : Turkish Turkish

çiçek hastalığından yüzü delik deşik olmuş, çopur

ÇİÇEKÇİ : Turkish Turkish

çiçek yetiştiren, satan ya da yapma çiçek işiyle uğraşan kimse

ÇİÇEKÇİ : Turkish Turkish

çiçek satılan yer

ÇİÇEKÇİK : Turkish Turkish

kömeç ya da başaktan ayrı duran çiçek

ÇİÇEKÇİK : Turkish Turkish

küçük çiçek

ÇİÇEKÇİL : Turkish Turkish

çiçeklerle beslenen

ÇİÇEKÇİLİK : Turkish Turkish

çiçek yetiştirme, satma ya da yapma çiçek yapıp satma işi

ÇİÇEKİ BURNUNDA ( YA DA ÇAMURU KARNINDA) : Turkish Turkish

çok körpe, çok taze

ÇİÇEKİ BURNUNDA ( YA DA ÇAMURU KARNINDA) : Turkish Turkish

çok yeni

ÇİÇEKLEMEK : Turkish Turkish

çiçek dikmek

ÇİÇEKLEMEK : Turkish Turkish

çiçekle donatmak

ÇİÇEKLENEN : Turkish Turkish

çiçek açan

ÇİÇEKLENEN : Turkish Turkish

çiçeklenme işlemine uğrayan (kristal)