Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇIĞA : Turkish Turkish

horoz, cennetkuşu gibi kimi kuşların kuyruğundaki tüylerden en uzun ve gösterişli olanı

ÇIĞALANMAK : Turkish Turkish

horoz kuyruğu gibi dikilmek

ÇİGAN : Turkish Turkish

hindistan kökenli, genellikle bohemya'da, macaristan'da yaşayan göçebe bir halk ya da bu halkın soyundan olan kimse, çingene

ÇİGAN : Turkish Turkish

u halka özgü, bu halkla ilgili olan (şey)

ÇİGAN MÜZİĞİ : Turkish Turkish

macar folklorundan gelişmiş özel yaylı sazla çalınan hareketli halk müziği

CİGARA : Turkish Turkish

sigara

ÇİĞBÖREK : Turkish Turkish

çiğ kıyma, soğan ve baharat karışımını açılmış olan yufkaya koyarak hazırlanan ve yağda kızartılarak yapılan börek

ÇİĞDE : Turkish Turkish

ayrı çanakyapraklı ikiçeneklilerden bir ağaç, °hünnap (zizyphus sativa)

ÇİĞDE : Turkish Turkish

u ağacın kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçim ve büyüklüğünde, güzün olgunlaşan yemişi

ÇİĞDEM : Turkish Turkish

zambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi, mahmurçiçeği (colchicum)

ÇİĞDEN : Turkish Turkish

çiğ, pişmemiş olarak

ÇİĞDEN VERMEK : Turkish Turkish

yiyecek karşılığını para olarak ödemek

ÇİĞE : Turkish Turkish

ceviz ya da badem içi

CİĞER : Turkish Turkish

akciğerlerle karaciğerin ortak adı

CİĞER : Turkish Turkish

akciğer

CİĞER : Turkish Turkish

(kasaplıkta) akciğer, yürek ve karaciğerin oluşturduğu takım

CİĞER : Turkish Turkish

yürek, iç

CİĞER ACISI : Turkish Turkish

evlat acısı

CİĞERCİ : Turkish Turkish

kesilen hayvanların ciğer, baş, ayak, işkembe gibi parçalarını satan kimse, sakatatçı

CİĞERCİ : Turkish Turkish

ciğer pişirip satan kimse

CİĞERCİLİK : Turkish Turkish

ciğercinin işi

CİĞERDELDİ : Turkish Turkish

kumaş üzerine küçük delikler açılarak yapılan işleme

CİĞERDELDİ : Turkish Turkish

u delikleri açmakta kullanılan ucu sivri küçük araç

CİĞERİ BEŞ PARA ETMEZ : Turkish Turkish

değersiz, aşağılık (kimse)

CİĞERİ SIZLAMAK : Turkish Turkish

çok acımak