Turkish Turkish
CİĞERİ YANMAK : Turkish Turkish
çok acı ve sıkıntı çekmek
CİĞERİMİN KÖŞESİ : Turkish Turkish
çok sevdiğim
CİĞERİMİN KÖŞESİ : Turkish Turkish
çok sevgili evladım
CİĞERLİ : Turkish Turkish
atılgan, yiğit
CİĞEROTLARI, -NI : Turkish Turkish
yapraklı karayosunlarından bir bitki sınıfı
CİĞEROTU, -NU : Turkish Turkish
düğünçiçeğigillerden, çok yıllık otsu bir bitki (hepatica)
CİĞERPARE : Turkish Turkish
çok sevilen (kimse)
ÇIĞILTI : Turkish Turkish
çığlıkla karışık ses
ÇİĞİN : Turkish Turkish
omuz
ÇİĞİNDİRİK : Turkish Turkish
ıki ucuna su kabı, yoğurt tablası gibi taşınacak şeyler asılarak omuza alınan ağaç, omuzluk
ÇIĞIR : Turkish Turkish
çığın kar üzerinde açtığı iz
ÇIĞIR : Turkish Turkish
hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçiyolu, °patika
ÇIĞIR : Turkish Turkish
ız
ÇIĞIR : Turkish Turkish
(başkalarının da uyabileceği) yeni bir biçim, yöntem ya da yol
ÇIĞIR : Turkish Turkish
üyük hattatların sanat yolu
ÇIĞIR AÇMAK : Turkish Turkish
ir alanda yeni bir yol, yöntem başlatmak
ÇIĞIRINDAN ÇIKMAK : Turkish Turkish
doğru ve uygun yolundan ayrılmak
ÇIĞIRMAK : Turkish Turkish
çağırmak, seslenmek
ÇIĞIRMAK : Turkish Turkish
türkü söylemek
ÇIĞIRTI : Turkish Turkish
çığrışma sesleri
ÇIĞIRTKAN : Turkish Turkish
çağırtkan
ÇIĞIRTKAN : Turkish Turkish
ir şeyi yüksek sesle çevreye duyuran
ÇIĞIRTKAN : Turkish Turkish
çıkarı olduğu için birini övüp koruyan kimse
ÇIĞIRTKANLIK : Turkish Turkish
çığırtkanın yaptığı iş
ÇIĞIRTMA : Turkish Turkish
çığırtmak eylemi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani