Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇIKARMAK : Turkish Turkish

(birinin ya da bir şeyin) çıkmasını sağlamak, çıkmasına neden olmak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

(tümleç olarak zaman anlatan bir ad alınca) sonunu getirmek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

anlamak, ne olduğunu bilmek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

ulmak, ortaya koymak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

anımsamak, hatırlamak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

söylemek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

döküntülü hastalığa tutulmak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

(keyif, tat, zevk gibi şeyler için) çok hoşlanmak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

(öfke, hırs, acı gibi şeyler için) zararını çektirmek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

sağlamak, elde etmek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

(yar)
.. gibi göstermek, bir davranış yüklemek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

ılgisini keserek uzaklaştırmak, işten çıkarmak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

giysi, ayakkabı gibi şeyleri vücuttan ayırmak, soymak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

yayımlamak

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

gidermek

ÇIKARMAK : Turkish Turkish

neden olmak, yol açmak

ÇIKARSAMA : Turkish Turkish

ir önermeden, düşünce yoluyla bir başka önermeye geçme işi, °intikal

ÇIKARSIZ : Turkish Turkish

hiçbir çıkara dayanmayan

ÇIKARTI : Turkish Turkish

oşaltımla vücuttan dışarı atılan dışkı, ter gibi maddeler

ÇIKARTMA : Turkish Turkish

çıkartmak eylemi

ÇIKARTMA : Turkish Turkish

üzerindeki resim ıslatılarak yapıştırıldığı yere çıkartılan, özel olarak hazırlanmış zamklı kâğıt

ÇIKARTMA : Turkish Turkish

u yolla çıkarılan resim

ÇIKARTMAK : Turkish Turkish

çıkarmak eylemini yaptırmak

ÇIKI : Turkish Turkish

küçük bohça, çıkın