Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇİMDİK : Turkish Turkish

tatarböreği

ÇİMDİK ATMAK ( YA DA BASMAK) : Turkish Turkish

çimdiklemek

ÇİMDİKLEMEK : Turkish Turkish

ir kimsenin etini iki parmak ucu arasında kıstırarak sıkıp acıtmak

ÇİMDİKLEMEK : Turkish Turkish

ir bütünden küçük küçük parçalar koparmak

ÇİMDİKLENMEK : Turkish Turkish

çimdik atılmak

ÇİMDİRMEK : Turkish Turkish

çimmesini, suya girip çıkmasını sağlamak

ÇİMEK : Turkish Turkish

çimecek yer

ÇİMEN : Turkish Turkish

kendiliğinden yetişmiş çim

ÇİMENLİ : Turkish Turkish

çimeni olan

ÇİMENLİK : Turkish Turkish

çimeni olan (yer)

ÇİMENTO : Turkish Turkish

killi kalkerleri, özel fırınlarda pişirip ezmekle elde edilen, çamuru çarçabuk katılaşıp sertleşen ve yapılarda harç olarak kullanılan külrenginde ya da beyaz toz

ÇİMENTOLAMAK : Turkish Turkish

çimento sürmek, çimentoyla sıvamak

ÇİMENTOLANMA : Turkish Turkish

çimentolanmak eylemi

ÇİMENTOLANMA : Turkish Turkish

kayacın içine bağlayıcı bir maddenin çökeltilmesiyle, bileşenlerin birbirine yapışması

ÇİMENTOLANMAK : Turkish Turkish

çimento sürülmek, çimentoyla kaplanmak

ÇİMENTOLAŞMA : Turkish Turkish

çimento gibi olma, katılaşma, sertleşme

ÇIMKIRIK : Turkish Turkish

kuş pisliği

ÇIMKIRMAK : Turkish Turkish

pislemek

ÇİMLEMEK : Turkish Turkish

çim ekmek

ÇİMLENDİRMEK : Turkish Turkish

çimlenmesini sağlamak

ÇİMLENMEK : Turkish Turkish

(tohum) nemli yerde uç verip yeşermek

ÇİMLENMEK : Turkish Turkish

üzerinde çim bitmek

ÇİMLENMEK : Turkish Turkish

kendinin olmayan şeylerden biraz yarar sağlamak

ÇİMMEK, -ER : Turkish Turkish

( nsz) hlk. suya girmek, yüzmek, yıkanmak

CİMRİ : Turkish Turkish

elindeki parayı harcamayan ve türlü sıkıntıları göze alarak para biriktiren, elisıkı pinti, °hasis, °nekes