Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇINAR : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, otuz metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (platanus)

ÇINARGİLLER : Turkish Turkish

örneği çınar olan bitki familyası

ÇINARIMSI İSFENDAN : Turkish Turkish

çınara benzer bir akçaağaç türü (acer pseudoplatanus)

ÇINARLIK : Turkish Turkish

çınar ağaçları çok olan yer

CİNAS : Turkish Turkish

çok anlamlı bir sözcüğü her seferinde başka bir anlamını öngörerek birbirine yakın birkaç yerde kullanma

CİNAS : Turkish Turkish

çok anlamı olan bir sözcüğün iyi anlamını kullanır görünerek kötüsünü öngörme

CİNASLI : Turkish Turkish

cinası bulunan

CİNASLI MANİ : Turkish Turkish

dizeleri cinaslı uyaklarla kurulan mani

CİNASLI UYAK : Turkish Turkish

sesteş sözcüklerle oluşturulan uyak türü

CİNAYET İŞLEMEK : Turkish Turkish

adam öldürmek

CİNAYET, -Tİ : Turkish Turkish

adam öldürme, kıya

CİNAYET, -Tİ : Turkish Turkish

adam öldürme derecesinde ağır suç

ÇİNCE : Turkish Turkish

çin dili

CİNCİ : Turkish Turkish

cin çağırma ve onlarla konuşma gibi bir savla geçim sağlayan (kimse)

CINCIK : Turkish Turkish

ardak, kadeh, tabak gibi sırçadan ya da porselenden yapılan şeyler, °zücaciye

CINCIK BONCUK : Turkish Turkish

yalancı taşlardan yapılmış küpe, kolye gibi şeyler

ÇİNÇİLYA : Turkish Turkish

çinçilyagillerden, postu için avlanan, yumuşak ve gümüşrengi tüyleri olan kemirici hayvan (chinchilla laniger)

ÇİNÇİLYAGİLLER : Turkish Turkish

örnek hayvanı çinçilya olan kemiriciler familyası

CINGAR : Turkish Turkish

kavga, gürültü

ÇINGAR : Turkish Turkish

kavga, gürültü

CINGAR ÇIKARMAK : Turkish Turkish

kavga çıkarmak

ÇINGAR ÇIKARMAK : Turkish Turkish

gürültü, kavga çıkarmak

ÇİNGEN : Turkish Turkish

çingene

ÇİNGENE : Turkish Turkish

hindistan'dan çıktıkları söylenen, dünyanın çeşitli yerlerinde göçebe olarak yaşayan bir topluluk ya da bu topluluktan olan kimse

ÇİNGENE : Turkish Turkish

(küçük ç ile) s. mec. cimri