Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇİNGENE BORCU : Turkish Turkish

tutarı pek önemli olmamakla birlikte ufak ve dağınık borçların tümü

ÇİNGENE ÇERGESİ : Turkish Turkish

pis ve yoksul bir yer

ÇİNGENE ÇERGESİNDE MUSANDIRA NE ARAR : Turkish Turkish

yoksul kimseden ne beklenir

ÇİNGENE DÜĞÜNÜ : Turkish Turkish

düzensiz, gürültülü toplantı

ÇİNGENE KAVGASI : Turkish Turkish

önemsiz tartışmadan çıkan ancak konuyu değiştire değiştire büyüyen, yakası açılmadık sövgülerle dolu kavga

ÇİNGENE PARASI : Turkish Turkish

ozuk para, ufaklık

ÇİNGENECE : Turkish Turkish

çingene dili

ÇİNGENECE : Turkish Turkish

(küçük ç ile) çingeneye yaraşır (biçimde), çingene gibi

ÇİNGENELEŞMEK : Turkish Turkish

cimrice davranışlarda bulunmak

ÇİNGENELİK : Turkish Turkish

çingene olma durumu

ÇİNGENELİK : Turkish Turkish

arsızca açgözlülük, cimrilik

ÇİNGENEPALAMUDU, -NU : Turkish Turkish

palamut balığının yavrusu

ÇİNGENEPEMBESİ, -Nİ : Turkish Turkish

göz alıcı, çiğ pembe renk

ÇİNGENEPEMBESİ, -Nİ : Turkish Turkish

u renkte olan

ÇINGI : Turkish Turkish

kıvılcım

ÇINGI : Turkish Turkish

parça, zerre

ÇINGI : Turkish Turkish

maşrapa

CINGIL : Turkish Turkish

küçük üzüm salkımı

CINGIL : Turkish Turkish

oncuk, gümüş ya da altın parayla yapılmış, başlığa ya da giysiye takılan süs, cingil

ÇINGIL : Turkish Turkish

ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı

ÇINGIR ÇINGIR : Turkish Turkish

çıngırak sesi gibi ses çıkararak

ÇINGIRAK : Turkish Turkish

küçük çan

ÇINGIRAK : Turkish Turkish

ıçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal yuvarlak nesne

ÇINGIRAKLI : Turkish Turkish

çıngırak taşıyan, üzerinde çıngırak bulunan

ÇINGIRAKLI : Turkish Turkish

neşeli ve yüksek sesle (gülme, kahkaha)