Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇİZİKTİRME : Turkish Turkish

çiziktirmek eylemi

ÇİZİKTİRMEK : Turkish Turkish

çabucak çizmek

ÇİZİKTİRMEK : Turkish Turkish

aştan savma yazmak

CIZILDAMAK : Turkish Turkish

cızırdamak

ÇİZİLİ : Turkish Turkish

çizilmiş olan

ÇİZİLİŞ : Turkish Turkish

çizilmek eylemi ya da biçimi

ÇİZİLMEK : Turkish Turkish

çizmek eylemine konu olmak

CIZILTI : Turkish Turkish

cızırtı

CIZILTILI : Turkish Turkish

cızırtısı olan

ÇİZİM : Turkish Turkish

elli bir kurala göre ve genellikle cetvel, gönye, pergel vb. yardımıyla bir şeklin çizilmesi

ÇİZİNTİ : Turkish Turkish

ufak sıyrık

ÇİZİNTİ : Turkish Turkish

ir yazıda üzeri çizilen yer

CIZIR CIZIR : Turkish Turkish

pişmekte olan kebabın, yağda kızartılan yiyeceğin, kesilen camın ya da yazı yazarken kamış kalemin çıkardığı sesi anlatır

CIZIRDAMAK : Turkish Turkish

cızır cızır ses çıkarmak

CIZIRDATMAK : Turkish Turkish

cızırdamasına yol açmak

CIZIRTI : Turkish Turkish

cızırdama sesi

CIZIRTILI : Turkish Turkish

cızırdayan, cızırtısı olan

ÇİZİŞ : Turkish Turkish

çizme eylemi ya da biçimi

ÇİZİSEL : Turkish Turkish

çiziyle ilgili

CIZLAK : Turkish Turkish

un, süt yağ ya da yumurta karışımının cıvık olarak sac ya da tavada kızartılmasıyla hazırlanan yiyecek, °krep

CIZLAK : Turkish Turkish

verimsiz toprak

CIZLAM : Turkish Turkish

kaçma, savuşma

CIZLAMAK : Turkish Turkish

cız diye ses çıkarmak

CIZLAMAK : Turkish Turkish

(ıçi, yüreği) cız etmek

CIZLAMI ÇEKMEK ( YA DA CIZLAM ETMEK) : Turkish Turkish

kaçmak, savuşuvermek