Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇOCUK : Turkish Turkish

genç erkek

ÇOCUK : Turkish Turkish

genç, toy, yeniyetme

ÇOCUK : Turkish Turkish

üyüklere yakışmayacak biçimde düşüncesizce davranan kimse

ÇOCUK : Turkish Turkish

(büyükler arasında daha az yaşlılar için) ınsan

ÇOCUK : Turkish Turkish

(küçümseme yollu) belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse

ÇOCUK : Turkish Turkish

ir tamlamada tamlayan olarak kullanıldığında "çocuğa ait, çocukla ilgili" anlamlarını katar

ÇOCUK ALDIRMAK : Turkish Turkish

(kadın) karnındaki dölütü hekime ameliyatla aldırmak

ÇOCUK BAHÇESİ : Turkish Turkish

çocukların gezinmesi, oyun oynaması ve hava alması için yapılmış bahçe

ÇOCUK BEZİ : Turkish Turkish

ebeklerin altına bağlanan bez

ÇOCUK DİLİ : Turkish Turkish

çocukların belli birtakım seslerden, basitleştirilmiş kurallardan, örneklemelerden yararlanarak kullandıkları dil

ÇOCUK DÜNYAYA GETİRMEK : Turkish Turkish

çocuk doğurmak

ÇOCUK DÜŞÜRMEK : Turkish Turkish

(gebe kadın) çocuğunu vaktinden önce ve ölü olarak doğurmak, düşük yapmak

ÇOCUK GİBİ : Turkish Turkish

yetenekleri gelişmemiş, çocuk kalmış

ÇOCUK GİBİ : Turkish Turkish

kolay kanar, kolay inanır

ÇOCUK GİBİ SEVİNMEK : Turkish Turkish

çok sevinmek

ÇOCUK İŞİ : Turkish Turkish

kolay ya da önemsiz iş

ÇOCUK OLMAK : Turkish Turkish

çocuklaşmak

ÇOCUK OYUNCAĞI : Turkish Turkish

önem verilecek değerde olmayan

ÇOCUK OYUNCAĞI : Turkish Turkish

kolay iş

ÇOCUK OYUNCAĞI HALİNE GETİRMEK : Turkish Turkish

yeteneksiz kimseler karışarak bir işi değerinden düşürmek

ÇOCUK PEYDAHLAMAK : Turkish Turkish

(evli olmayan kadın) gebe kalmak

ÇOCUK RUHLU : Turkish Turkish

çocuklara benzeyen bir iç dünyası olan, çocuksu davranışları olan

ÇOCUK YAPMAK : Turkish Turkish

(isteyerek) çocuğu olmak

ÇOCUK YETİŞTİRMEK : Turkish Turkish

çocuğu topluma yararlı bir duruma getirmek

ÇOCUK YUVASI : Turkish Turkish

genellikle çalışan kadınların küçük çocuklarını sabah bırakıp akşam aldıkları bakımevi, °kreş