Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇOCUKBİLİM : Turkish Turkish

konu olarak çocuğu alıp her bakımdan inceleyerek özelliklerini belirten bilim, °pedoloji

ÇOCUKBİLİMCİ : Turkish Turkish

çocukbilim uzmanı, °pedolog

ÇOCUKÇA : Turkish Turkish

çocuğa yakışır (biçimde), çocuk gibi

ÇOCUKLAR! : Turkish Turkish

arkadaşlar!

ÇOCUKLAŞMAK : Turkish Turkish

çocuk gibi davranışlarda bulunmak

ÇOCUKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

çocuk gibi davranmasına neden olmak

ÇOCUKLU : Turkish Turkish

çocuğu olan

ÇOCUKLUK : Turkish Turkish

çocuk olma durumu

ÇOCUKLUK : Turkish Turkish

ınsan yaşamının bebeklikle erginlik arasındaki dönemi

ÇOCUKLUK : Turkish Turkish

çocukça davranış

ÇOCUKLUK ETMEK : Turkish Turkish

çocukça davranışlarda bulunmak

ÇOCUKLUK ETMEK : Turkish Turkish

gereği gibi düşünmeden akılsızca, tecrübesizce davranmak

ÇOCUKLUKU TUTMAK : Turkish Turkish

çocuksu davranış-larda bulunmak

ÇOCUKSU : Turkish Turkish

çocuk gibi, çocukça olan, çocuğa benzeyen

ÇOCUKSULUK : Turkish Turkish

çocuk gibi davranma

ÇOCUKSUZ : Turkish Turkish

çocuğu olmayan

ÇOCUKSUZLUK : Turkish Turkish

çocuksuz olma durumu

ÇOCUKTAN AL HABERİ : Turkish Turkish

ir aile sorunu ya da ailece gizli tutulan bir şey çocukların rasgele söyledikleri bir sözle anlaşıldığında söylenir

ÇOCUKU OLMAK : Turkish Turkish

çocuğu doğmak

ÇOĞALIŞ : Turkish Turkish

çoğalmak eylemi ya da biçimi

ÇOĞALMA : Turkish Turkish

çok duruma gelme, artma

ÇOĞALMAK : Turkish Turkish

azken çok olmak, çok duruma gelmek

ÇOĞALTICI : Turkish Turkish

çoğaltma işini yapan, bir şeyin sayısını çoğaltan (aygıt)

ÇOĞALTIM : Turkish Turkish

çoğaltmak eylemi

ÇOĞALTIM : Turkish Turkish

asıl işlemle aynı özellikleri taşıyan yeni bir kopyayı tek işlemde elde etme