Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇOPURLUK : Turkish Turkish

çiçekbozuğu olma durumu

ÇÖPYAKAR : Turkish Turkish

artıkları, çöpleri yakan aygıt, °insineratör

ÇOR : Turkish Turkish

hastalık, dert

ÇOR : Turkish Turkish

(kimi bölgelerde) sığır vebası

ÇORAK : Turkish Turkish

itkisi iyi olmayan ya da hiç bitki vermeyen, bitek olmayan

ÇORAK : Turkish Turkish

(su için) acı

ÇORAK : Turkish Turkish

toprak damlara çekilen su geçirmeyen killi toprak

ÇORAK : Turkish Turkish

kimi toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz

ÇORAKLAŞMAK : Turkish Turkish

çorak duruma gelmek

ÇORAKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

çorak duruma getirmek

ÇORAKLIK : Turkish Turkish

(toprak için) bitek olmama durumu

ÇORAKLIK : Turkish Turkish

(su için) acılık

ÇORAP : Turkish Turkish

çeşitli ipliklerden örülen, ayağa giyilen giyecek

ÇORAP KAÇMAK : Turkish Turkish

çorabın bir teli kopup örgüsü uzunlamasına seyrelmek

ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ GİTMEK ( YA DA GELMEK) : Turkish Turkish

(başlayan bir iş ya da birbirine bağlı birçok iş için) arka arkaya ve kolayca sürüp gitmek

ÇORAPÇI : Turkish Turkish

çorap ören ya da satan kimse

ÇORAPÇILIK : Turkish Turkish

çorap yapma işi

ÇORAPÇILIK : Turkish Turkish

çorap alıp satma işi

ÇORAPLI : Turkish Turkish

çorabı olan ya da çorabı belirtilen nitelikte olan

ÇORAPSIZ : Turkish Turkish

çorabı olmayan ya da çorap giymemiş

ÇORBA : Turkish Turkish

sebzeyle ya da etle hazırlanan sıcak, suluca yemek

ÇORBA GİBİ : Turkish Turkish

pek sulu (yemek)

ÇORBA İÇMEYE ÇAĞIRMAK : Turkish Turkish

yemek yemeye çağırmak

ÇORBA KAŞIĞI : Turkish Turkish

özellikle çorba içerken kullanılan kaşık

ÇORBACI : Turkish Turkish

çorba pişirip satan ya da çorba içmeyi çok seven kimse